Ben Tuncay Bu Arada…
(Tuncay, durakta karşılaştığı tanışmak istediği kadına elini uzatır)
“- Ben Tuncay bu arada.
- Hangi arada?
- Bi şey konuşmuyor muyduk bir mevzu yok muydu aramızda?
- Yoo.
- Ben Tuncay bu arada.”*
Yine benzer bir hikâyede kurnaz bir tüccar kendisiyle aynı işi yapan dükkân komşusunu işyerinde ağırlarken ayarladığı adamını dükkâna gelen bir müşteri gibi oyuna sokarak elinde kalan bir ürünü komşunun da duyacağı şekilde kendisine sordurtuyor. Şu fiyat dedikten sonra eleman ürünü almadan gidiyor. Ertesi gün, kurnaz tüccarın başka bir adamı dükkân komşusuna telefon açarak aynı ürünü soruyor. Komşu, ürünün satılmadığını teyit ederek kurnaz tüccardan fiyat aldıktan sonra telefondaki müşteriye ürünün elinde olduğunu söyleyip aldığı fiyatın üzerine bir miktar kâr ekleyerek telefondaki potansiyel müşterisine fiyatını sunuyor. Ürünü satın almayı kabul eden sözde müşteri bir saate gelirim deyip telefonu kapatıyor. Mağdur komşu, ellerini ovuşturarak kurnaz tüccarın elinde kalan ürününü satın alıp telefondaki adamı beklemeye koyuluyor fakat takdir edersiniz ki telefon bir daha çalmıyor. Kurnaz, düzenbaz tüccar ve açgözlü dükkân komşusu arasında taraf seçmeye gerek duymadan, bu hikâyede de tekrar eden kendi varlığından varlık inşa etmek, bağlamdan beslenerek yeni bir bağlama geçişin ayarını kontrol etmek, bu arayüzü fark edebilmek, problem çözme kabiliyetini artırıyor.
Behzat MALÙMAKA
Kaynak:
*Bir karikatürden.