Ben Tuncay Bu Arada…

Behzat Malumaka

(Tuncay, durakta karşılaştığı tanışmak istediği kadına elini uzatır)
“- Ben Tuncay bu arada.
- Hangi arada?
- Bi şey konuşmuyor muyduk bir mevzu yok muydu aramızda?
- Yoo.
- Ben Tuncay bu arada.”*

Bir şeyi, o şeyi kullanarak açma, geliştirme işine literatürde ne deniyor? Böyle bir şey tanımlı mıdır bilmiyorum ama bir karikatürdeki bu diyalog kafamda belki de abartılı bir yere sahip. Eldeki zayıf imkanlarla bambaşka bir şey ortaya koyabilmek, az olanı alıp nitelik yönünden geliştirmek ve efektif hale getirmek insanca hissettiriyor. Üniversitenin yazılım mühendisliği bölümünün mülakatından usulsüzce elendikten sonra kabul edilmek, rüştünü onlara ispatlamak için fakülte sistemini tatlı sert bir siber saldırı ile yoklamak da benzer şeylerden. Oynayamayan gelinin “yerim dar” deyişine bir itirazdır bu usul. “Sermaye yok, nasıl yapalım?” bahanelerini rafa kaldıran düşünce biçimidir. İsteyen herkesin kullanımına açık nimetlerdendir. Yaklaşık sıfır maliyetli iş yapış biçimlerindendir. Bir şeyler yazmaya başlamanın basit bir kuralı vardır mesela ki o da beleştir: Yazarsınız… Bakınca şöyle yazılmıştır artık. Gerisi dünyanın dönüş hızıyla gelişir gider. Yine koşmak istiyorsan işe koşmakla başlayabilirsin. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum bariyeri, ekseriyetle bir şey yaparken seni o işten alıkoyacak tüm tali unsurları düşünmeye çalışarak biraz daha zaman kazanmak istemenle alâkalıdır. 

Yine benzer bir hikâyede kurnaz bir tüccar kendisiyle aynı işi yapan dükkân komşusunu işyerinde ağırlarken ayarladığı adamını dükkâna gelen bir müşteri gibi oyuna sokarak elinde kalan bir ürünü komşunun da duyacağı şekilde kendisine sordurtuyor. Şu fiyat dedikten sonra eleman ürünü almadan gidiyor. Ertesi gün, kurnaz tüccarın başka bir adamı dükkân komşusuna telefon açarak aynı ürünü soruyor. Komşu, ürünün satılmadığını teyit ederek kurnaz tüccardan fiyat aldıktan sonra telefondaki müşteriye ürünün elinde olduğunu söyleyip aldığı fiyatın üzerine bir miktar kâr ekleyerek telefondaki potansiyel müşterisine fiyatını sunuyor. Ürünü satın almayı kabul eden sözde müşteri bir saate gelirim deyip telefonu kapatıyor. Mağdur komşu, ellerini ovuşturarak kurnaz tüccarın elinde kalan ürününü satın alıp telefondaki adamı beklemeye koyuluyor fakat takdir edersiniz ki telefon bir daha çalmıyor. Kurnaz, düzenbaz tüccar ve açgözlü dükkân komşusu arasında taraf seçmeye gerek duymadan, bu hikâyede de tekrar eden kendi varlığından varlık inşa etmek, bağlamdan beslenerek yeni bir bağlama geçişin ayarını kontrol etmek, bu arayüzü fark edebilmek, problem çözme kabiliyetini artırıyor.

Behzat MALÙMAKA

Kaynak:
*Bir karikatürden.