Dinleyin: Öleceğiz!

Efendim, ne kadar ilginç bir hayatınız var!

Şimdi beni rahatta ve duyduklarınızı da ilk defa dinliyormuşsunuz gibi dinleyin. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ve bunların ne kadar acayip olduğunun idraki sizi acayip bir derin düşünceye salmış. Öyle durun, öyle dinleyin.

İşte konuşuyorum, ben konuşurken sadece dinlemeyeceksiniz. Öleceğiz. Ölüm diye bir şey var. Şimdi, şurada anlattığımın ana fikri budur. Şeyler sonlu. Her şey sonlu. Dinlerken çok ilerde bir noktaya dalıyorsunuz. Çocukluğunuz aklınıza geliyor. Bütün hayalleriniz, kaçırdıklarınız, yakaladıklarınız gözünüzün önünden akıp geçiyor.

Bunları dünya lezzetlerinden vaz geçesiniz diye anlatmıyorum. Hayatın en akışkan bir parçası ölümdür diye belirtiyorum. Var sayın ölümü bugüne kadar görmediğiniz bambaşka bir açıyla görmenizi sağlıyorum. Öleceksiniz. Bulut ölecek, yağmur ölecek, su ölecek, böcek ölecek. Ve bu size hiç kötü bir şey gibi gelmeyecek. Harika bir şey ölüm. Bundan çıktığım yol ölümseverlik de değil. Sözlüklerde henüz yerini almamış, taptaze bir kelime olarak ölümü kastediyorum. Tezatlı bir biçimde bir varlık biçimi olarak ölüm.

Dünyanın en büyük hırsızı da ölecek. En çakal tilki de ölecek. En güzel insan da ölecek. Geride hiçbir şey kalmayacak. Bu çok iyi bir şey!
ERFUĞ KİMKİ YANARDAĞ