Ellerim Ceplerimde Değil

Nizamettin Hayyam Vural

Çözüm üretmemiz gereken şeye ne kadar odaklanırsak çözümden o derece uzaklaşırız. Çünkü çözüm odaklı değil çözümü zaruri kılan soruna odaklı bir yaklaşımdır bu. Çözüm üretmeye çalışmıyoruzdur bunu yaparken. Tam tersine çözümü zor hale getirecek ne kadar şey varsa onu düşünüyoruzdur. Problemlere çözüm odaklı bakmak yerine problemleri odak noktasına koyup yaydığı kaygıdan, korkudan, ümitsizlikten zevk almamızın sebebi de arabesk kültür kodları.

Yapacağımız şey o an çözümün kendisi olmaktır. İnsanın yüzde bilmem kaçının su olması, suyun içine girdiği kabın şeklini alması, zekanın yaygın tanımlarından birkaçının uyum sağlama ve problem çözme becerisi olması ellağam bununla ilgili. Ellağam da Allahualem, Allahualemden evrildi. Su olalım gardaşım.

Kitap okurken sürekli kitap okuyorum, ben şu an kitap okuyorum, kitap okuyorum ha diye düşünür müyüz? Bisiklet sürerken bisikleti düzgün kullanmanın şartı, sürekli bisiklet sürdüğümüzü kendimize hatırlatmamız mıdır? Bir kere bisiklete bindik mi artık bisiklete değil yola, etrafımızdakilere odaklanırız değil mi? Aksi halde bi siklet süremiyoruz demektir...

Bugün ne yazacağım diye düşünmedim. Sadece kitap okumam gereken vakit geldiğinde kitabımı okumaya başladım. Evet, kitap okumam gereken bir vakit var. Ben datlı datlı yapmam gereken işi yaparken yan odadaki şu diyalog dikkatimi çekti:
-Cennet meyvesi koyma istersen tabağa?
+Niye?
-Dökülür mökülür yerken. Lekesi çıkmaz.
+E dökmeden yeyin.

Meyvenin adı cennet meyvesiydi, lekesi çıkmıyordu, tadına varabilmek için yemekten korkmamak ve yerken dökmemek için çaba göstermek gerekiyordu. Elimdeki kitabı sakince yere bıraktım, ellerimi masanın üzerine koydum ve bu yazıyı yazdım.
Nizamettin Hayyam VURAL