Okumak Değiştirir
Carnegie Mellon Üniversitesi araştırmacıları Marcel Just ve Timothy Keller’in 8-12 yaş aralığında okuma problemi olan bir grup çocukla yaptıkları çalışmada, normal düzeyde okuyan bir grup çocuğun beyni, Manyetik Rezonans Görüntüleme tekniği ile incelendiğinde, bu çocukların beyinlerindeki beyaz maddenin (sinirlerin, sinirlerarası bağlantı kurulan kısımları) yapısal kalitesinin, okuma problemi olan çocuklara göre daha iyi olduğu tespit edildi. Okuma problemi olan çocuklara 100 saatlik okuma programı uygulanıp beyinleri tekrar incelendiğinde, beyinlerindeki beyaz maddede iyileşme olduğu gözlemlendi.*
Okumanın insan beyninde yapısal değişikliler meydana getirdiğini gösteren bu çalışma, “Neden okumalıyız?” sorusunun cevabı niteliğinde. Okuma eylemi, meraklı olmayan, merakını tazelemeyen insan için adeta bir yük. Düzenli okuyabilmek için öncelikle meraklı bireyler olmamız gerekiyor. Ama neyi merak ettiğimiz okuma faaliyetinin daha iyi sonuçlar vermesi açısından önemli. Burada dile getirdiğimiz merak “magazinsel merak” değil. Evreni ve içinde yaşayan varlıkları, yaratılışı, yaratılıştaki ölçü, düzen ve amacı merak etmekten bahsediyorum.
Merakımız neticesinde okumaya başladıktan sonra dikkat etmemiz gereken mesele okuduğunu anlamak. Okuduğumuzu anlayamazsak okumamız ne işe yarar ki? 2018 yılının PISA sonuçlarına göre ülkemizde “Okuma alanında üst düzeyde yeterlilik gösteren çocukların oranı %3,3”. Bu oranı arttırmak için çok okumalı, doğru okumalı ve alt kültürün arızalarından arındırılmış bir dille yazmalıyız.
*Bahri Karaçay, Mutlu Beyin
Nizamettin Hayyam VURAL