Özürlerimizi Sunuyoruz
"Okuma özrü, gevezelik özründen geliyor."
İlber Ortaylı
Gevezelik etme, çene çalma konusunda profesyonelleşmiş bir kitle var ülkemizde. Kahvehane ve arkasından gelen kafe kültürü de bu kötü alışkanlığı besliyor. Ev gezmeleri, bu profesyonelliğin dibine vurulduğu mekanlardır. Eskiden iki Türk bir araya geldiğinde devlet kurardı. Şimdi iki Türk bir araya gelince, "Biz eskiden iki kişi bir araya gelince devlet kurarmışız" deyip kuruyorlar, yıkıyorlar, kuruyorlar, yıkıyorlar...
Eleştirdiğimiz şey, konuşmak değil gevezeliktir. İnsan pekala konuşabilir. Hatta konuşmak, insan için ihtiyaçtır. Zaten ihtiyaç dışı konuşmanın adı gevezeliktir. Gevezeliğin ilk aşaması, sadece gevezelik edene ve edilene zarar verir. Gevezelik devam ettikçe boş konuşma yerini hasede, fesada, dedikoduya, gıybete bırakır. Bunlar da bir toplumu mahvetmek için yeterlidir.
Geveze insan, boş teneke gibidir, vurdukça ses çıkar. Kuru gürültü yani. Ama ses çıkıyor ya, "Yahu kardeşim senin için boş olduğu için senden ses çıkıyor" diyerek anlatamazsın. Şimdi bu konu da anlatılmaz. Boş teneke neden okusun ki? Gevezelik, insanda tatmin duygusu oluşturur. Gevezelik eden okumaz, okumayan da yazamaz.
Nizamettin Hayyam VURAL