Tereddüt
Evrende her şey her an hareket halindedir. En küçük parçasından evrenin kendisine kadar her şey hareket eder. İrade sahibi olmayan varlıkların hepsi Büyük Patlama'ya sebep olan o ilk dokunuşun etkisiyle durmadan hareket eder. İrade sahibi olan insan ise aynı iradesiz diğer varlıklar gibi çaba harcamaksızın, iradesini kullanmasına gerek kalmadan fiziksel olarak bu harekete katılır. Yani insanın hareket ettiğini söylememiz için illa kolunu, bacağını oynatmasına gerek yok. İnsan, dışarıdan gözlemlediğimiz kadarıyla bütün vücudunu hareketsiz bırakmış gibi görünse bile insanı oluşturan atomlar sürekli hareket halindedir. Parça-bütün arasındaki ilişki gereği, parçanın taşıdığı özelliği bütünün de taşıması gerekir. Dolayısıyla insan, durduğunu zannettiği zaman bile aslında hareket halindedir. İnsan duramaz.
İnsanın iradesini kullanarak verdiği doğru bir karar da yanlış bir karar da evrendeki harekete dahildir. Yani insanın verdiği kararlar doğru ya da yanlış olmasından bağımsız olarak birer hareket olarak evrenin hareketine karışır ya da onun doğrudan bir parçasıdır. İnsana dair, evrendeki bu hareketi sekteye uğratan bir şey olduğunu zannediyorum: Tereddüt. İnsan tereddüt ettiği an sürekli hareket halinde olan irade mekanizmasını durdurur. Bu durumda nihayet evrende bir şeyin durduğunu, hareket etmediğini görmüş oluruz. Nihayet derken bir şeylerin durmuş olmasına sevinmiyorum. Çoktandır, evrende hareket etmeyen bir şey var mı diye düşündüğüm için, durduğunu zannettiğim bir şeyle karşılaşmanın heyecanıyla öyle deyiverdim.
Ama bu tereddüt anında oluşan hareketsizlik ancak karar vereceğimiz ana kadar devam eder. Sonrasında hareket kaldığı yerden devam eder. Zamanın hareketten bağımsız düşünülemeyeceği varsayımıyla ilerleyecek olursak hareketin durduğu yerde zamandan bahsedemeyiz. Acaba buradan hareketle de tereddüt anında zamandan bağımsız bir hale girdiğimizi söyleyebilir miyiz?
Bu geldiğim son nokta bana Mr. Nobody filmini hatırlattı. (Filmi izlememiş insanlar için filmin tadını kaçıracak bilgiler geliyor.) Filmde küçük bir çocuğun anne ve babası boşanıyor. Çocuk, babasıyla kalmayı ya da trene binip annesiyle gitmeyi tercih edeceği noktada tereddüde düşüyor. Filmin devamında çocuğun yapacağı tercihlerin her birinin oluşturacağı olası senaryoları ve sonuçlarını izliyoruz. Filmin sonunda çocuk babasını da annesini de tercih etmeyip ikisine de gitmeyen bir yola doğru bayır aşağı koşuyor. Yani çocuk satrançta hamle yaptığı takdirde yenmek kadar yenilmenin de ihtimal dahilinde olduğunu anlıyor ve hamle yapmayarak yenmeyi de yenilmeyi de saf dışı bırakacak üçüncü ihtimale doğru süzülüyor. Bu hikayede zamandan, hareketten, tercihlerden, sonuçlarından bağımsızlık ancak var olmamakla mümkün. Yani çocuğun koştuğu üçüncü ihtimal aslında çocuğun hiç var olmaması.
Tereddüt anında ise yaşayan canlılar olarak zamandan, hareketten, tercihlerden ve sonuçlarından bir anlığına kopuyoruz. Tabii burada ilgilendiğimiz şey tereddüdün ardından oluşacak olumsuzluklar veya tereddüdün kötü bir şey olduğu fikri değil. Tereddüt anının oluşmasını sağlayan şeyin ne olduğuyla ilgileniyoruz. O şey her ne ise sanki ölmeden önce ölmekle alakalı. O şey üçüncü halin imkansızlığını imkan dairesine taşıyacak şey mi acaba? O şey ne? Modern fizikten cevap bekliyorum. Gelince size yazacağım.
Nizamettin Hayyam VURAL