Tütünsel Dumangaç ve Diş Mihrekler
İlk kez 1911'de Genç Kalemler dergisindeki Yeni Lisan başlıklı yazıyla neşvü nema bulan Türkçe'yi sadeleştirme, millileştirme ve dahi zenginleştirme akımı. Türk Dil Kurumu'nun çalışmalarıyla kurumsal hale gelir. Özellikle Nurullah Ataç gibi isimlerin 1940'larda ürettiği söylem, eylem, duyum, gerekçe, düşünce gibi kelimeler toplum tarafından benimsenip kullanılırken; tümce ve betik gibi kelimeler de beklenen ilgiyi görmemiştir.
1963 yapımı Yaralı Aslan filminin bir sahnesinde bu özleştirme çalışmalarının ironik bir şekilde filme konu edildiğini görürüz. Balo sahnesinde bir karakter sigara kelimesinin yerine tütünsel dumangaç, lokanta yerine toplumsal otlangaç, imam bayıldı yerine içi geçik dinsel kişi, yumurta yerine tavuk fırlatgacı ifadelerini kullanıyor. Dili sadeleştirme çalışmalarına getirilen bütün eleştiriler bir tarafa bir filme de konu olan bu süreç belli ki toplum tarafından da hafife alınmıştı. Getirilen eleştirilerden biri de dilin bu şekilde yabancılaştırılarak milli değerlerden ödün veriliyor olması. (Ödün) Yazılı dil ile sözlü dili yakınlaştırmayı da amaçlayan yani elit ile halkı yaklaştırma çabası olarak da görülebilecek bir başka süreç yine birileri tarafından hafife alınmıştır.
Adı geçen filmdeki sahnenin paylaşıldığı bir mecrada gelen yorumlar da aynı tehdit algısı ile yazılıyor. Günlük hayatında okuma yazmanın olmamasını geçtik kendisiyle düzgün iletişim kurulamayan, kullandığı günlük dil yüzünden bereketin, verimin eriten ahali, Yeni Lisan veya Özleştirme akımını dış mihrakların bir oyunu olarak görebiliyor. Sanki dış mihrak ifadesinin işaret ettiği güç veya güçler olmasa kurumlaşma, organize olma, beraberce bir işi nesiller boyu devam ettirebilme gibi konularda gerçek başarısı olacakmış gibi.
Refik Tırpan ALTAY