Mazhar F. Gür

Mazhar F. Gür


Kara Delik

17 Kasım 2021 - 07:42

Türkiye’de birçok umut vadeden genç futbolcu ortaya çıkıyor. Ama her ne hikmetse adı duyulan, övülen bir daha iflah olmuyor ve kayıplara karışıyor. Barcelona FC’de oynayacak denilen futbolcu kendini 3. lig takımında buluyor. Bir kara delik teker teker yıldızları yutuyor.

Muhammet Demirci, Emre Mor ve Batuhan Karadeniz gibi birçok isme büyük umutlar beslendi ama bu oyuncular sonunda takımlarına büyük hayal kırıklıkları yaşattılar; teker teker şöhretin ağırlığı altında ezilip gittiler. Ne oldu da başaramadılar?

Başaran bir örnekle karşılaştırma yapalım. Mesela Neymar… Onlar gibi Neymar da genç yaşta şöhrete ulaştı. Ama şöhret onun önünde bir engele dönüşmedi. Neymar'ın onlardan farkı neydi?

Bu dört futbolcunun görüntülerini izlediğimde maç esnasındaki yüz ifadelerindeki fark dikkatimi çekti. Muhammet Demirci, oynarken aslında sahada değildi. Tuhaf bir kaş çatma jestiyle bir savunma hali içindeydi. Emre Mor’un yüzünde sürekli şikayet eden, korkuyla karışık, şaşkın, heyecanlı, neredeyse ağlamaklı bir yüz ifadesi vardı ve oynarken tamamen ortamdan kopuyor ve kendi dünyasına gömülüyordu; o da oynarken aslında sahada değildi. Batuhan’ın yüzünden kibir, hırs okunuyordu ve o da oynarken aslında sahada değildi. Neymar ise sadece oyuna odaklanıyor ve oyunu çok iyi okuyordu. Fizik kurallarına uymaktan hoşlanır gibi bir hali vardı. Fizik kurallarına hakim olarak muziplikler yapıp kendini eğlendiriyordu, sırtıyla, kalçasıyla pas vermek gibi… Penaltı atışlarının neredeyse tamamında kaleciyi ters köşeye yatırması da oyunu ve rakip oyuncuları iyi okuduğunun bir göstergesi.

Diğerlerinde Neymar’daki bu fizik kurallarına saygı ve bağlılık halini göremedim. Onlar bu açıdan bakmıyor ve maç esnasında onların kafalarını futbol dışındaki şeyler meşgul ediyor gibiydi. Top ayaklarındayken üçünün de yüzlerinden “topla cebelleşme” hali okunurken Neymar’ın yüzünden “topu yönetme” hali okunuyor. Üçü de sık sık kaşlarını çatarken veya şaşkın bir ifade yansıtırken Neymar’da bu ifadelere rastlamadım. Üçünün yüzünde de psikolojik bir travmanın izi fark ediliyordu. Sanki büyük bir travma yaşamışlar ve sürekli bu travmayla yaşıyorlardı. Okuduğum bir fark da doymuşluk-doymamışlık haliydi. Üçünde de asla doyurulmayacak bir açlık hali hissedilirken fakir bir mahallede büyüyen Neymar’da böyle bir şey göremedim. Açlıktan kastettiğim şey sürekli tatmin olmaya çalışma hali…

Mesele zengin olup şımarmak değil sadece. Ortam okuma, fizik kurallarına hakim olma, bir akışı yakalayıp onu sürdürmeye çalışma fikrinin mevcut altkültürde olmamasından kaynaklanıyor bu istikrarsızlıklar. Bu tipler asla oyuna tam olarak odaklanamıyorlar çünkü kültür kodları buna müsait değil.

Meselenin bir diğer yönü de tabii ki eğiticiliğin zayıf olması. Şöhret ve zenginlikle başı dönmeye başlayan bu genç futbolcular küçük müdahalelerle, gerektiğinde yaşatılacak küçük şoklarla kendilerine getirilebilirdi.

Futboldaki bu durum illaki başka alanlarda da oluyor. Nice yetenek altkültürün etkisiyle çürüyüp gidiyor. Bunun örnekleri defalarca kez tekrar ettiği halde asıl problem hep ıskalanıyor. En büyük suçlu bu altkültür.

Mazhar F. GÜR 19.08.2020 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum