"Daha fazla yaşayabilmek adına sözleşme yaptığımız bu hayatta, sözleşmemi bozuyorum." DUF.
Duvara sıçrayan simsiyah kan, beyin ve kemik toniği, balçık kıvamındaki sıvı, duvara Salvador Dali portresi çıkardı.
Neydi daha fazla yaşamak? Neden? Bir şeyin ömrünün uzun olması iyi midir? Hiç mi kısa kesmek gerekmez? Ölüm ne demektir ayrıca? Ne ölür ki?
Hiçbir varlık, hiçbir canlı, hiçbir cansız, hiçbir şey ölmez. Her şey dönüşür. Burası, galaksimizde gidilebilen en son nokta ile aynı yer aslında. Arkadaşlarınızın sizi öldü zannettiği ilk andan itibaren dönüşüm ve öze ulaşım başlıyor. Dünya değirmen gibi, başından girdiğiniz gibi çıkmıyorsunuz sonundan. Ve sonundan tekrar girdiğinizde farklı birisiniz. Evinizin kapısının önündeki toz birikintisi ile yıldız takımlarını düşünün. Bu toz bir zamanlar yıldızdı, tekrar oraya doğru gidiyor. Yukarıda (Gerçi neye göre yukarıda, öyle değil mi?) baktığınız zaman aklınızı alan yıldızlar, aslında sizin ayağınıza doğru geliyor. Yani uğraşmayın, bir gün evinizin önünde olacak. Tabii eviniz, yer değiştirip bir uzaylıya lahit olmadıysa.
Ben de öldüm, yer değiştirdim ve başka birinin başının üstünde, ya da başka bir herifçioğlunun evinin önündeyim.
Adım Papi Pipo. Önem sırasına göre baktığınız zaman insan numaram 37 milyar 888 milyon 337 bin 114. Yaşam bir futbol maçıysa ben dışarda köfte satıyorum. Ve eğer göz hakkı diye bir şey olmasaydı ben icat ederdim. Çünkü ben bir hırsızım.
O akşam büyük soygun başarısız geçmişti. Ya da daha baştan alalım. Kadıköy Starbucks'ın üst katında 3 tane tam donanımlı giyinmiş ninjayla birlikte Ice Caramel Macchiato içiyorduk. Issız ninjalar, kendilerini gölgelere bile karıştıran o yüksek dehalarını bir kenara bırakıp buzlu içeceklerini pipetle hüpletiyorlardi. Son yudumları çekerken "hüşşfffttp", "kıurrrrfpt" sesleri çıkıyordu ve Kadıköy Starbucks'ta oturan Türk gençleri olan bitenin farkında değillerdi. Kendi alemlerine dalmışlardı. Kaos planımız tıkırındaydı ama ninjalar gençlere baktıkça ortama zaten bir çeşit kaosun hakim olduğunu anlıyorlardı. Ve çekik gözlülerin çelik bakışlarındaki ümitsizliği sezebiliyordum. Zaten, her ninja her an vazgeçmeye hazırdır.
Yaptığınız hesapların tutması için başka hesaplarınızın olmaması gerekir. Daha doğrusu her hesabınızın ana hesaba dahil edilmesi daha doğru...
Bizim derdimiz bu coğrafya ya da bu devlet değil. Sadece biraz cahiliz ve ergenliğimizdeki gibi kızdığımız zaman evimizin birkaç camını çerçevesini kırıp döküyoruz. Evde düzen sağlamak için.
İnsanın evrimi nereye ulaşmalıdır?
Tüm dünyaya seslenme şansım olsaydı önce ninjaları kendi katanalarıyla ikiye böler, sonra içlerinden çıkan binlerce kelebeği özgür bırakırdım. Sonra aziz kalabalığa bağırırdım: "Eşşoğuleşekler!". Romantizm düşkünü bir hırsızım.
Soygun başarısız geçti çünkü çok akıllıyız. "Bilgi" dediklerinin diğer her şeyden ayrı olduğunu biliyoruz artık. Başarısız olduk çünkü tam anlamıyla insanız. Tam anlamıyla davranan birisi nasıl sadece bir işte başarılı olsun? Başarıyı eksiklikler getirir güzel çocuğum. Bunu aklında tut.
Ninjalar da öldü artık. Müzik evrenseldir ve adamlar Müslüm Gürses dinledi, ne yapalım! Ağlayarak intihar ettiler. Ve ben Papi Pipo, kafamı patlattım ama hala aranızdayım. Bir kaos planım var ve yeniden eksilmeye başladım. Başarılı olma sırası bende. Şimdilik...
Oğuz AKINCI
YORUMLAR