Herkül'ün gezegenleri misket gibi attığı, Zeus'un yıldırımları palet vidası gibi gezegenlere çaktığı günlerde ben de vardım.
Vardım diyorum çünkü iddialıyım.
Vardım çünkü var olmamın sebepleri vardı.
Zannedilenin aksine var olmayanın, yani yok dediğimiz her ne varsa, o şeyin ya da şeylerin olmayışının sebepleri, yokluğunun varlığına işaret ederek, bizi bir çeşit hiçliğin arka yüzündeki varlığa götürür.
Sıfırla beşi çarparsanız bunun sıfırın varlığına değil, beşin yokluğunun varlığına delalet olduğuna kanaat getirirsiniz.
Var mısınız? Yok musunuz? Nasıl bir muammadır bu?
Ebu Hanife, varlığı konusunda şüphe eden "şımarıklara" hafif yollu bir işkence yapılmasını önerir.
Ve bingo! Acı çekiyorsan varsındır!
*
Eğer bir matematik öğretmenine "varlığını kanıtla" derseniz onu güldürmüş olursunuz.
Eğer bir grup hamsiye derseniz bunu, içlerinden birisi, yavrusuna bakıp der ki: "Bak uşağum, ha bu yemdur".
Eğer bir felsefe öğretmenine varlığını kanıtla derseniz size hemen Sofie'nın Dünyası kitabından alıntılar yapar.
Eğer bir filozofa sorarsanız bunu, konuşmayı seviyorsa sizinle kavga eder, yok sevmiyorsa zaten siz sorunuzu bitiremeden oradan gitmiş olur.
*
Bunun yanında bir de var olduğunu iddia edenler var.
Ünlü deli katil, pardon seri katil Charles Manson der ki: "Acı, insanlara o anın gerçekliğini kavratır."
Fanatik (ne olduğu belirsiz) bir abi ordan çıkıp "Katili referans gösteriyorsun, sen de katilsin." analojisine lojistik indirebilir. Ama ben bunu kabul etmem. Çünkü, muhtemelen senin (arada bir aklına gelen) tek hayalin, belki kızıl elman, papanın balkonundan ezan okunmasıdır. O kadar insanın (Hıristiyanların) durumu umrunda değildir senin. Ezanı oku desek belki okuyamazsın, okusan belki anlamını kavrayamazsın, ama o "kıristiyanları" bir güzel kandırırsın.
Napıyorum ben? Olmayan bir adamla konuşuyorum. Bu da yokluğun varlığını anlatmaya kolaylık sağladı. Zaten bu tipler yok değil, varlar hocam. Ve hayatımızın büyük çoğunluğunda bu model ile karşılaşacağız maalesef ve çok şükür.
Her şükürün içinde bir maalesef vardır bu arada.
Bir de her dönemde olduğu gibi insanlar yaşanan birçok felaketi, rezilliği isimlendirmeye, sembolize etmeye bayılırlar.
Arkadaş, Türklüğüyle övünürken ne kadar dolandırıcı olabildiğimizden bahsediyor.
Ne diyordu Ozan Güven: "Ya şerefsiz misiniz, nesiniz ya? ".
Türklük deyince seninle neden aklımıza farklı anlamlar geliyor? Çünkü sen ve ben farklı iklimin adamlarıyız.
Çünkü sen ve ben bir olamayız almazcığım. Yalnızca beni gerçekliğe götüren yokluğun varlığısın. Şüphe gerektirmezsin ayrıca.
*
Şüphe, gerçeğe ulaşmanın tek yoluysa, yalanlardan ayrı bir gerçeklik düşünemeyiz. Tek gerçek şüphe ise yalan tek gerçektir. Hoppala, bu sefer malı Arap Faik'ten almamışız almazcığım. Baksana, adın geçer geçmez sirayet ettin buralara.
Kamu Spotu: Gençliğini önemseyen, geçmişine tövbe etmek isteyen buyursun almazın cenaze namazına. Vurduğunuz gol olsun.
Oğuz AKINCI
YORUMLAR