Ülkede olağanüstü bir kahve talebi oluştu. Çalışma saatleri, kafe kültürü, tatlı ihtiyacı derken kafe popülasyonu da beklenmedik şekilde arttı. Ciddi bir kahve tüketimi son 10 yılda arttı. Fakat lokantaların ürünlere uyguladığı tağşiş yöntemlerinin benzerleri kafelerde de uygulanmaya başladı. Nereden geldiği önemsenmeyen kahve çekirdekleri, en ucuz yöntemlerle kavruluyor, hızlıca öğütülüyor. Müşteriler kahvenin neden ekşi veya acı olduğunu anlamadan kahve tüketmeye devam ediyor. Gıdadaki çözülme, bozulma kahve sektöründe de var fakat gıdadaki bozulma kadar konuşulmuyor çünkü kahveyi tanıyan insan sayısı çok az. Bu da üreticilerin ve kafelerin işine geliyor.
Bir senede 500 kilogramdan fazla kahve satan kahve zincirlerinin ithalatta, kavurma sürecinde çalıştığı kişiler sektörde tekel haline geldiği için bilinçli müşterilerin talepleri her zaman doğru karşılık bulmuyor. Talep güçlü olmadığı için de piyasa aynı şekilde devam ediyor.
Refik Tırpan ALTAY