"Beni yalandan gerçeğe ulaştır.
Beni karanlıktan aydınlığa ulaştır.
Beni ölümden ölümsüzlüğe ulaştır.
Huzur, huzur, huzur olsun."
Pavamana Mantra
X'te lise yıllarında Robert Koleji'nin kendi sahasında yaptıkları basketbol maçını anlatan birinin gönderisini okudum. Bunlar Üsküdar'dan dolmuşla kalkıp gidiyorlar koleje. İçeri giriyorlar ama içeri girdiklerini bilmiyorlar, ağaçların, çim alanların arasından sahaya varmaya çalışıyorlar. Bekçiye basketbol sahasına ulaşmak istediklerini söylediklerinde bekçi "2 mil ileride." diyor. İlk kültür şoku burada yaşanıyor. Her yerin tertemiz olması, soyunma odalarında herkesin kendine ait bir dolabın bulunması, sıcak-soğuk suyun duşlarda her zaman akması, kolej takımının koçunun siyahi bir Amerikalı olup oyuncuların ona koç diye seslenmesi derken bu hikayeyi anlatan kimse yaşadığı kültür şoklarını hala hatırladığını anlatıyor.
Robert Koleji gibi ülkenin en elit kurumlarından birine gitmese, erken yaşta kültür farkının nasıl bir şey olduğunu göremeyecekti. Kültür farkının nasıl bir şey olduğunu görmek kolay değil. Altkültürde özellikle ne kadar aşağıda iseniz yukarıyı görmeniz o kadar zorlaşır. Kişilerin mensup olduğu kültür evreninin de bir kolektif zihni vardır ve sizi diğer evrenlerle temas ettirmez. Başka bir kültür olduğunu, sonrası, doğru bir kültür ortamının da olduğunu görmek için kapalı sistemin içerisinde bir rahatsızlığın oluşması gerek.
Refik Tırpan ALTAY

