Menüye bir bakalım. Soğan halkası... Bunların içinde soğan oluyor mu acaba? Ülkenin orta yerinde böyle bir yerde içinde soğan olan soğan halkası var mıdır? Etrafına buladıkları hamurdaki un mu tutkal gibi bir şey mi acaba? Tavuklu salata... Marul var, domates var. Pestisitli mi pestisitsiz mi? Pestisitsiz yiyemiyorum ya. O midedeki yanma hissi... Onsuz yapamıyorum. Tavuk full antibiyotikli, diyar diyar gezen, protein bombardımanı bir ürün. Pastalara bakalım. Fıstık Rüyası... O fıstık yeşili bu fıstık yeşili mi? Emin miyiz? Bolca boya içinde bezelye taneleri... Tabi gerçek fıstıksa da aflatoksinsiz olmaz. İştahım varsa da kaçtı.
Çay içeyim desem çayı doğru demlemediklerine o kadar eminim ki... Diğer masalara gelip giden çayların bir anlam taşımadığına renklerinden emin olabilirsiniz. Sirkülasyon kelimesi de anlamını yitiriyor bu yerde. Peki kahve? Bir kahve toptancısının bütün ülkeye sattığı standart kötü kahve. Neyse ben su alayım.
Refik Tırpan ALTAY