Afro-Amerikan kültürde geniş bir yeri olan gospellerden biri olan Sinnerman günahlarından dağa taşa, nehire, denize sonra şeytana nihayetinde Tanrı'ya sığınmasını anlatıyor. Kişinin kendiyle mücadelesini böylesine iyi anlatan eşine az rastlanır şarkılardan bir haline gelmiştir bu ilahi. Birçok sinema filminde kullanılmıştır. Şarkıya ilk kez Person of Interest'te rastlamıştım.
Afro-Amerikalılar'ın dünya kültürüne katkılarından biri olan gospeller birçok kültüre hitap ediyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de Sinnerman. Önce vizyona girmesiyle büyük tepki çeken isim değişikliği ile The Message (Çağrı) sonra Yusuf İslam (Cat Stevens) sayesinde müslümanların çoğunluğu oluşturduğu ülkelerde tanınan Tale'al Bedru ilahisinin bu denli bir etki gösterdiğini görmeyiz. Üstelik aynı ülkelerde bazı sanatçılar bambaşka genre'larda dünyada tanınan isimlerdir. Aynı ülkelerde müzik denen şey birçok yalanın arasında gerçek kalabilmiştir. Gospel vs. İlahi gibi bir tartışma açmak niyetinde değilim.
Kültür dünyası eğer güçlüyseniz oturabileceğiniz bir masa. Masadaki etkinliğiniz de gücünüzle paralel. Kültür üretmek güçlü olmayı gerektirirken güçlü olabilmek de bir kültür üretebilecek kadar kararlı olmayı gerektiriyor.
Refik Tırpan ALTAY