"Yahu bari bir Miyazaki'miz olsaydı!" cümlesi bir yerlerde kurulmuş olsa ne kadar tuhaf olurdu değil mi? Miyazaki Malûmaka'nın ifadesi ile dükkana gelince "Ervaha selam çakan", bir Erzurumlu gibi amca oğluna küsünce işi inada bindiren, Karadenizli gibi çalışkan ve inatçı Japon bir adam. Bu kombinasyon bu kadar kısa değil tabi maalesef. Yoksa bir Japon ile hallederdik herhalde şimdiye kadar. Bir kıtlama şeker, üç gün horon tepme ve yeteri kadar Casio saat talimi yeterdi.
Komşum Totoro izliyorum. Küçük kardeş Mey ormanda kaybolup Totoro'yu buluyor kocaman bir kedi tabii Totoro. Beraber uyuyorlar. Abla kız kardeşini ormanın içinde uyurken bulunca şaşırıyor. Küçük kız dev bir kediyle uyuya kaldığını söyleyince baba, "Ormanın ruhuyla karşılaşmışsın, hadi diyor tapınağa gidip ervaha iki okuyup üfleyelim." Tapınak dediği de belki asırlık belki 3 asırlık bir ağaç. Japon dağlarında bu ağaçlardan o kadar çok var ki. Dünyanın en eski şirketi Kongo Gumi bunları tapınak yapmak için kullanmak üzere organize olmuş, 1400 yıllık bir şirket.
Miyazaki'yi Miyazaki yapan ot, börtü böcek, 1400 küsür yıllık bir şirket ve bir de Totoro olmalı.
Refik Tırpan ALTAY

