Gıncırak

Behzat Malumaka

Korku ve umut, gıncırağın ihsan ağacının en güçlü merkezine yerleşik dosdoğru uzanan düzleminin iki ayrı ucuna, dengede duracak şekliyle konuşlanmıştı. Gıncırak, ihsan ağacının bize lütfettiği pratik ve teorinin buluştuğu köklü ve bereketli bir galaksiydi. Bu galaksinin keşfine tanık olmamız, bize süt veren, bizi sütten kesen, sonrasında koruyan, hatta aşırı sakınan kavmin anaç kolu tarafından üzerimize, bir süredir geleneksel hale gelmiş kalın ve koyu refleksleriyle giydirilen bağırtlak bağını, ihsan ağacından kendimize aşıladığımız korku ve umudun bedenimizde filizlendirdiği iki kanadın parçalamasıyla mümkün hale geldi.

Gıncırak iki ucunda birden fazla unsuru dengede tutuyordu. Bu galaksiyi ve ahireti, ameli ve imanı, ruhu ve bedeni... Hepsi oyundan ibaretti. En ehil oyuncuların nesline ulanmaya çalıştık. İhsan ağacının en asli prensibi dengeli, oranlı, şuurlu bir yüksek gayretti. Yarım debriyaj geçirdiğimiz eski boğuk hayatlarımızın bizimle tek bağı gündelik işler olmalıydı. Geriye kalan geçmişi görmezden geldik. Sıkıntıların tek kullanımlık sürümünü, yalan ve şeytan illetlerine yaptığımız yeni tanımlarla iç piyasamıza sürdük. Her yeni durumda dua skalasındaki bütün türleri tatbik ettikten sonra sonuç ne olursa olsun, üzülmemeyi şiar edindik.

Sonuç üzerinde düşünmek bizi vehme düşürüyor, yürüyüşümüzü bozuyor, töremize olan merbutiyetimize zarar veriyordu. Harama bakan gözlerin rızkının daralması gibi, belirsiz görünen fakat keskin bir denklem vardı. Hayatlarımızı skor esaslı düşünmeye elverişsiz hale getirebilmek için, aklımızın erdiği bütün skorları bir duvara yazıp, karşısında dimdik irkilip, donuk bakışlarla duvarı boydan boya süzdük. Hemen sonra, gözümüze isabet eden fotonları içimizdeki imtihan köprülerinden düşerken izledik bir bir. Acıları kısa süreliğine sekteye uğratan bir meditasyondan ziyade, adım attıkça gerçeğe evrilecek bir düzen tasarlamak için, kendimizi robotlaşmış bir evrenin dayattığı ataletten, kendini bilmezlikten, telaşeli ucubelikten, adaletsizlikten, ahlaksızlıktan, yalandan dolandan, safsatadan soyutlamalıydık...

Behzat MÂLUMAKA 19.06.2018 (Proje 99)