Tam ve Sağ Ölüm

Behzat Malumaka

Bilinen tarihe göre Homo sapiens yaklaşık 300.000 yıldır ölmeyi deniyor. Görünüşe göre pek başarısız sayılmayız. Bir şekilde ölüyoruz. Tür olarak ayakta kalabilsek de bu bir bayrak devretme işi. Sırası gelen oyununu oynuyor ve bir sonrakilere bayrağı teslim ediyor. Birçok coğrafyada geçerli olan şeyse bazılarının bayrağı yanında götürmek istemesi. Doğum herkes için aynı şekilde gerçekleşse de ölüm bazı farklılıklar içeriyor. Ne zaman öleceğini bilmek çok kıymetli bir bilgi gibi dursa da, yaşam süresindeki yüksek görecelilik sebebiyle az ile çok az arasındaki fark konusunda net bir fikir sahibi olunamıyor. Ne zaman öleceğini bilen bir grup, öleceğini sürekli hatırlayan bir gruptan daha avantajlı olmayabilir. Sık sık ölümü hatırlayanlar bu durum karşısında farklı yollar seçebilir. Sık sık ölümü hatırlamanın insan üzerinde birçok etkisi olabilir. Kimler ölümü sık sık hatırlamalı? Ona en yakın olanlar mı? Öyleyse kimler ölüme daha yakın?

Yaşama dair söyleyecek bir şeyi olmayanların ölüm hakkında konuşmaması gerek. Çünkü bu ikisi aynı şeyin birbirine girmiş parçalarıdır.

Harika bir planınız var... Uzun yıllar sürmesi gereken bu planın işlediğini görmek ve son noktaya taşıyabilmek için bitişine dair herhangi bir zaman tayin etmeniz gerekmez. Hudut çizgisi çizildiği anda derinlik algımız icabı sürekli sona ne kadar yakın olduğumuzla ilgilenmeye başlarız. İnsan zihni konumunun farkında olmak ister. Misal bir araçla seyahat halinde iken araç içerisinde belli bir nesneye (film izleme, kitap okuma vb. durumlarda olduğu gibi) uzun süre odaklanmaya kalkarsak mide bulantısı, baş dönmesi başlar. Bir göz doktoru şöyle diyor: "Bir insanın görsel, işitsel ve dengeyi sağlayan duyuları bir harmoni ile çalışmalıdır. Ancak bu şekilde içinde bulundukları ortamda tam olarak konumlarını bilebilir ve koordinasyonlarını sağlayabilirler." Buna benzer bir örnek ise hayatımızın akışında saklıdır. Sonlu, biten bir dünyada yaşam ve ölüm bir harmoni ile akıp gider. İkisinden birine gereğinden fazla odaklanmak diğer tüm akış unsurlarında da olduğu gibi derinlik algısını bozar.

Behzat MALÛMAKA 10.11.2021 (Proje 99)