Yerli ve Milli Yalan

Efruğ Kimki Yanardağ

Kocaman bir yalanın içinde yaşatıldığınızı fark ediyorsanız, bilin ki yalnız değilsiniz.
Beni görüyor musun? Evet. Beni duyuyor musun? Evet. Ne dediğimi anlıyor musun? … Ben cevap vereyim. Hayır!

Bir yabancı belgesel seyrediyorum. Eski bir idam mahkumu, annesini anlatırken “Annem hayattaki amacını ve yerini aramaya çalışıyordu.” diyor. “Hayattaki amaç ve yerini aramak” zihinlere kazınması gereken bir kod. Ana kodlardan biri olsa gerek. İnsan sabah uyandıktan sonra güne başlandığında “hayattaki amaç ve yerimi aramalıyım” demeli. Eğer bir gün olur da bu amaç ve yeri bulursa da kendini gereken şeyi, gereken yer ve zamanda yapmanın keyfine bırakmalı. Pratikten o kadar uzak düşmüş bir altkültürün mahkumuyuz ki. En hastalar, en sorunlular kervanın en başında. Bir zamanda bir yerde bir şeyler alt üst olmuş olmalı ki topal eşek kervanın başına düşmüş.

Doksanların sonunda bir “yeşil sermaye” kaosu yaşandı. Merkezinin İç Anadolu’nun irice bir kasabası olduğu bu kaostan muhteşem belgeseller çıkar. Yabancı belgeseli seyrederken bunu düşündüm. Ama sonra vazgeçtim. Düşünmekten vazgeçmedim. Böyle bir şeyin mümkün olma ihtimalini kabulden vazgeçtim. Taşrada olan taşrada kaybolur gider. Kayda geçirilmesi, ibretlik analiz için tasviri, içinden acaip belgeseller çıkarılması mümkün değildir. Hukuki ve bilimsel delil yok. Taşralıların ağzı çok sıkı. Kendilerinden olan hiçbir şeyi dışarı vermiyorlar. Kendimin de sevilmeme ihtimaline önalmak için demiyorum ama taşralılar kendilerini en kullananı, orta ve uzun vadede kendilerine en çok zarar vereni, en çakalı tam tersi sıfatlara sahip olduğu kesin inancıyla severler. Bu holdingler mevzuu da öyle. İnanılmaz zamanlarmış. Bugünkü anomalinin minik ölçekli mükemmel bir planıymış.

Deli ve çocuğun dini olmaz. Onlarla kardeş de olunmaz.
Efruğ Kimki YANARDAĞ