Bangladeş'te önde gelen İslamcı parti kapatılacak
Bangladeş’te 150 kişinin hayatını kaybettiği şiddet olaylarından sorumlu tutulan ülkenin en önde gelen İslamcı partilerinden Cemaat-i İslami Partisi kapatılıyor. Ayrıca partinin öğrenci kanadı da yasaklanıyor.

31 Temmuz 2024 - 14:28
Bangledeş'te şiddet olaylarına sahne olan ve günlerce süren kamuda kontenjan protestoları sırasında şiddet olaylarından sorumlu tutulan Cemaat-i İslami siyasi partisi kapatılıyor. Hükümet, 150 kişinin ölmesine neden olan şiddet olaylarından sorumlu tuttuğu partinin öğrenci kanadının da yasaklanacağını açıkladı. Ülkenin en önde gelen İslamcı partilerinden biri olan Cemaat-i İslami'ye getirilecek yasağın Çarşamba günü bir yürütme emriyle kabul edileceğini belirten Adalet ve Parlamento İşleri Bakanı Anisul Huq, Reuters'a yaptığı açıklamada, "Ülke adına bu karar alınmıştır." dedi.
Cemaat-i İslami tarafından "anayasaya aykırı ve yasadışı" olarak nitelendirilen bu adım, Başbakan Şeyh Hasina'nın ülkedeki şiddet olaylarından İslamcı partiyi ve ana muhalefet partisi Bangladeş Milliyetçi Partisi'ni (BNP) suçlamasının ardından geldi. Bir açıklamada, Cemaat-i İslami, Awami Birliği liderliğindeki iktidar ittifakının kararını "yasadışı, hukuka aykırı ve anayasaya aykırı" olarak nitelendirdi ancak karara nasıl tepki bir tepki verileceğini belirtmedi. Parti lideri Şafikur Rahman, "Devlet mekanizmasını kullanarak, Cemaat-i İslami ve diğer muhalefet partilerine karşı suçlamalarda bulunuyorlar." dedi. Rahman, muhalefetle birlikte, hükümetin şiddeti körükledikleri yönündeki suçlamaları reddetti. Cemaat-i İslami, 2013 yılında mahkeme kararıyla, bir siyasi parti olarak kayıtlarının Güney Asya ülkesinin laik anayasasıyla çeliştiği gerekçesiyle fiilen seçimlere katılmaktan men edilmişti.
Bangladeş, Haziran ayında üniversiteler ve kolejlerde başlayan gösterilerin yayılmasıyla birlikte interneti kapattı ve ülke genelinde sokağa çıkma yasağını uygulamak için orduyu görevlendirdi. Güvenlik güçlerinin on binlerce protestocuyu dağıtmak için plastik mermi, göz yaşartıcı gaz ve ses bombası kullanması sonucu binlerce kişi yaralandı. Şiddet olayları, geçtiğimiz ocak ayında ana muhalefet partisi BNP'nin boykot ettiği ve ölümcül protestoların gölgesinde kalan seçimlerde dördüncü kez üst üste kazanan Hasina'nın karşılaştığı en büyük zorluk oldu. Partisini 1996 seçimlerinde zafere taşıdıktan sonra beş yıl hizmet sunan Hasina, 2009 yılında yeniden iktidara gelmesinden bu yana görevde bulunuyor. İnsan hakları gruplarının da dahil olduğu eleştirenler, Hasina'nın son 15 yıllık iktidarında siyasi rakiplerin ve aktivistlerin tutuklanması ve yargısız infazlarla giderek daha otoriter hale geldiğini söylüyor. Öte yandan, Hasina bu suçlamaları reddediyor.
Birleşmiş Milletler (BM), küresel insan hakları grupları, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere, Dakka'nın protestoculara karşı güç kullanımını eleştirerek barışçıl protesto hakkının korunmasını talep etti. Yüksek Mahkeme'nin 21 Temmuz'da kotaların çoğunu iptal etmesinin ardından eylemi durdurmayı kabul eden Ayrımcılığa Karşı Öğrenciler grubu üyeleri, çarşamba günü son ölümleri, tutuklamaları ve tehditleri protesto etmek için yürüyüş düzenleyeceklerini açıkladı. İnsan hakları grupları ise son iki haftada çatışmalara karışmak ve devlet malını tahrip etmekle suçlanan yaklaşık 10.000 kişinin gözaltına alınmasını kınayan bir açıklama yayımladı. Kota reform hareketinin koordinatörü Muhammed Mahin Sarkar, "Şiddet olaylarıyla ilgili Birleşmiş Milletler soruşturması talep edeceğiz." dedi. Buna karşılık, İçişleri Bakanı Huq da kapsamlı bir soruşturma için bir yargı incelemesi başlatıldığını bildirdi. Uzmanlar, özel sektördeki durağan iş büyümesi ve yüksek genç işsizlik oranlarının, enflasyonun yaklaşık %10 olduğu bir dönemde devlet işlerini daha çekici hale getirdiği konusunda huzursuzluğun sorumlusu olarak gösteriliyor
Kaynak: Euronews Türkçe
YORUMLAR