Tarihi ''arı serenleri'' bakımsızlıktan yok oluyor!

Toroslarda bir zamanlar arıcıların kara kovan balı üretiminde kullandığı "arı serenleri" kaderine terk edilmiş durumda. Dünya'da bal üretiminde Çin'den sonra ikinci sırada olan Türkiye'de Bey Dağları'nda arıcıların bal üretiminde uzun yıllar kullandığı ''arı serenleri''nin bir çoğu bakımsızlıktan yok oldu.

Tarihi ''arı serenleri'' bakımsızlıktan yok oluyor!
06 Mayıs 2024 - 20:40

Antalya'nın Elmalı İlçesi'nde dağlık kesimlerinde Likya lahitlerine benzeyen ve yaklaşık 300 yıllık geçmişe sahip olan ''seren'' adlı arı kovanları yok oluyor.

Uzun yıllar boyunca karakovan balı üreten arıcıların kullandığı "arı serenleri" bakımsızlıktan yok oluyor. Daha çok Toroslar'da görülen bal üretim platformu olan serenler, bulunduğu coğrafyanın izlerini taşıyan yapılardır. Kovanları ayılardan ve vahşi hayvanlardan korumak için zeminden 5-6 metre yüksek inşa edilen serenler, kadim Anadolu coğrafyasında geleceğe bırakılmış önemli bir miras olarak görülmektedir.

Geçmişi 17'nci yüzyıla kadar uzanan, yörenin özgün mimarisini yansıtan ve ''seren'' adı verilen arı kovanları, zamana ve doğa şartlarına direniyor. Serenleri korumak için ise şu ana kadar yapılmış herhangi bir çalışma bulunmuyor. 

Sosyal medya platformu X'te bir kullanıcı "Arı serenleri" hakkında şu paylaşımı yaptı:



Bu fotoğraftaki ilginç yapı, Torosların birçok bölgesinde gördüğümüz arı serenleri. Bir zamanlar karakovan balı üreten arıcıların kullandığı platformlar.

Antalya'nın Elmalı ilçesinde bir dağ köyü olan Söğle'deki bu serenlere yakından bakıldığında, arılar için bir üs, uçak gemisi pisti gibi görünüyor. Kadim coğrafya bilgisiyle hava akımından polen yoğunluğuna, birçok kriter gözetilerek yapılan bu basit yapılar önemli bir miras.




Yaklaşık 5-6 metreyi bulan yüksekliğe sahip serenlerin en önemli yapılış amacı bal kovanlarını ayılardan ve vahşi hayvanlardan korumak. Basit ama ustalıklı mimarisi bu gerekçeyi anlatmaya yetiyor. Bu fotoğraflar Elmalı'daki serenlerin 1960'lı yıllardaki durumlarını yansıtıyor.

Batı Torosların en yüksek zirvesi sayılan Beydağlarındaki Kızlar Sivrisi (3090 m.) eteklerinde, Çam Kuyuları Mevkii'nde 1970'lerde görüntülenen bu serenlerin bir çoğu zamana yenik düşerek yıkılıp gitti. Ne tescil edilebildi, ne de koruma altına alındı. Adeta unutuldu gitti.

Kırdan kente göçün hızlandığı 80'lerden itibaren Torosların birçok bölgesinde bulunan, üretimin ve kültürel sürekliliğin simgesi olan serenler birer birer yıkılıyordu. Bu kayıtlar, Elmalı'da yıllarca arkeolojik kazılar yapan Prof. Machteld J. Mellink'in arşivinden. (1970'ler)

Serenlerin, bu coğrafyada binlerce yıllık mimari kültürün etkileşim içinde devam eden bir örneği olduğu da düşünülür. Ksantos'taki Likya mezar anıtlarıyla olan benzerliği bu etkileşime örnek olarak gösterilir. Hangisinin diğerine ilham verdiği, hangisinin ilk olduğu bilinmez.

Arı serenleri yalnızca Elmalı bölgesiyle sınırlı değil. Kumluca Dereköy'de de bazı örnekleri var. Konya Hadim ve Taşkent, Mersin Anamur ve Antalya Gündoğmuş'taki yaylalarda da kalıntıları var. Bazı yerlerde ardıç ağaçlarının üzerine yapılmış platformlar halinde görebiliyoruz.



Taşkent-Balcılar köyündeki serenlerden birinin kurt boğazı denilen ahşap geçme tekniği, merdivenli iç kesiti ve toprak tütsü kabı. Taş, ardıç ve toprak. Dışarıdan malzemeye ihtiyaç duymadan, coğrafya okur yazarı olarak minimum malzemeden maksimum sonuç elde etmenin örnekleri.

Coğrafya olarak üç ayrı iklim tipinin bir arada bulunduğu Türkiye, bal üretiminde Çin'den sonra dünyada 2. sırada. Dört mevsim üretime olanak sağlayan bir coğrafya büyük avantaj. Yayla-sahil, orman- bozkır birçok üretim seçeneği var. Isparta'daki bu lavanta bahçeleri gibi.

Arıcılık bu toprakların binlerce yıllık kültürü ve bugün üretimde dünyada ilk üçte yer almamız içimizdeki burukluğu gideremiyor. Kaliteyi, denetimi ve standardı yükselterek, coğrafyayı akılcı kullanarak, dağı taşı madencilikle yok etmeden üretim yapabilmek mümkün.

Serenlerden 'fenni' kovanlara, arıcılık bu coğrafyanın en eski üretim geleneklerinden biri. Kadimden gelen coğrafya ve üretim bilgilerini tamamen terk ederek sağlam bir gelecek inşa edebilmek mümkün değil. Bağımsız gelecek, biraz da geçmişte...

 



 

 


YORUMLAR

  • 1 Yorum