Bi' durmaya ihtiyacımız var. Bu çağın insanına bir durup tefekkür etme fırsatını bir şekilde verebilmemiz gerekiyor. Herkes çok yoruldu, çoğu insan neyi ne için yaptığını ve neyin ne olduğunu bilmeden yaşayıp gidiyor. Etrafıma baktığımda ya geçmişe gömülmüş antikacılar ya da gelecekle kafayı bozmuş insanlar görüyorum. Şimdiki zamanla pek azımız ilgileniyoruz.
İnsanların takip mekanizması kırılmış durumda. Neyi ne için tükettiğinin, tükettiği şeyin ve zararlarının neler olduğunun farkında olmadan sadece ve sadece tüketen bir yığınla karşı karşıyayız. Teknoloji, doğal kaynak, sevgi, saygı, kalite anlayışı, akıl-fikir tüketen bir yığın var. Tabii kendini de tüketiyor bu yığın. İlginç şekilde hem kendini tüketip hem de sayıca artan bir kitle bu. Böyle giderse üretilenler tüketilmek için fazla, dünyanın imkanlarıysa sayısı artan insanlık için az gelecek.
Hapishane benzeri bir yapının içerisinde belli saatlerde çalıştırılıp üreten, kendisine verilen maaşla kendi ürettiklerini satın alıp kendisini hapishanede, hapishaneyi ise ayakta tutan insanlarla dolu dünya. Bir silah üretip birilerine satıyorlar, silahı alan kişiler onların ayaklarına sıkıyor ve onlar o silahtan kazandıkları parayla ayaklarına sıkan kişilerden tedavi için sağlık ürünleri satın alıyorlar. O ilaçlar şaşmaz bir şekilde tedavi ediyor yaraları. Ha olur da yara kapanmayacak gibi olursa sahneye John Maynard Keynes gibi adamlar çıkıyor. Birisi de çıkıp demiyor ki: "Aga bu nedir?".
Dedik işte. Diyeceğiz. Anlatmaya değer bulduğumuz ne varsa anlatacağız size. Geçmişle de, gelecekle de şimdi için ilgileneceğiz. Okuyacağız, dinleyeceğiz, göreceğiz, yazacağız, anlatacağız.
Nizamettin Hayyam VURAL
YORUMLAR