Nizamettin Hayyam Vural

Nizamettin Hayyam Vural


Hilmi 5.0

18 Kasım 2021 - 17:41

Hilmi televizyon karşısında uyuyakaldığı bir gecenin sabahında kendisini bir sayborga dönüşmüş olarak buldu. Her sabah uyandığında sol şakağından gözüne doğru sinsice inen o ağrıyı hissedemeyince bir şeylerin ters gittiğine dair bir şüphe duymuştu zaten. Yüzünü yıkamak için avucuna doldurduğu suyun ellerine kısa devre yaptırması kendisindeki değişimi anlamasını sağladı. En son kahvede okey oynarken yanlışlıkla okeyi attığında böyle bir acı hissetmişti.

Su deyince duman çıkan ellerini pirinç kavanozunun içine soktuğunda değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğunu anladı. Bütün organları mekanik olanlarla değiştirilmişti ama beyni kendi beyniydi. Kapatıp açayım belki düzelir diyerek vücudunda düğme aradı. O bunu düşünür düşünmez gözünün önünde "Yeniden başlatılıyor." yazısı belirdi. Kısa bir süre karanlığın içinde adını bilmediği bir klasik müzik parçası dinledikten sonra karanlığın ortasında "Arıza giderildi." yazısını gördü ve gözlerini açtı. Aradığı cevapları evin içinde bulamayınca dışarıya çıkmaya karar verdi. Dış kapının yanındaki askıda garip bir şeyin asılı olduğunu gördü. Bu ne ola ki diyerek dokunduğunda o şey bütün vücudunu kapladı. Aynada kendisine baktığında eski halini gördü yani düz Hilmi'yi. Bu suni deri terletir şimdi diyerek dışarıya çıktı.
Her gün sallana sallana yürüyerek yarım saatte zor vardığı kahvehaneye mekanik bacakları sayesinde 17,89 saniyede ulaştı. "Köyde kargo şirketi mi kursam?" diye geçirdi içinden. Kasaba görmüş bir insan olarak bütün kargoları teslim etmek için evlerin hepsine gitmemesi gerektiğini biliyordu. Yetişemediğine mesaj gönderirdi "Adreste bulunmadığınız için kargonuz teslim edilemedi." diye. Neyse ne deyip yüzünü kahvehaneye döndüğünde kimseyi göremedi. Bakkala gitti kimse yok, manava gitti yok, kasaba gitti yok... Hilmi camiye doğru koşarken ta uzaklardan fark ettiği hacı amca kendisine doğru hızla yaklaşan cismin etkisiyle olsa gerek yere yığıldı. Hacı amcanın yanına vardığında bir şeyler mırıldandığını fark etti ama ne dediğini duyamadan adamcağız Hakk'ın rahmetine kavuştu. "Tüh be kaçırdık, ne dedi acaba?" diye düşünürken beyninin içinde "Vuyyik vuyyiiiik!" diye bir ses duydu. "Netleştiriliyor!" komutunun ardından yaşlı bir adamın sesi yankılandı beyninde: "Şayze!". Belki de dünyadaki son Almancı ölmüştü, üzüldü bu duruma ve "Sahip çıkamadık size be!" dedi adamın yüzüne üzgün üzgün bakarken. Mekanik vücudunu otomatiğe alıp yaptığı otopsi gösterdi ki hacı amcanın değiştirilmeyen tek organı kalbiydi. Beyni kalbine söz geçirememiş, kalp krizi geçirip yere yığılıp ölmüştü adamcağız.

Hilmi kafasındaki sorulara cevap bulmak için harekete geçti. Uçabildiğini de anlayıp boşuna koştuğunu fark edince olabildiğince hızlı bir şekilde bütün dünyayı gezdi. Televizyonun başında uykuya daldığı zamanın çok eskilerde kaldığını fark etti. Dünyada bir tane bile insan kalmamıştı. Hatta bırakın insanı Hilmi dışında bir tane bile sayborg yoktu ortalıkta. Herkes robot olmuştu. İnsanlık namına bir şey göremediklerinden bir zamanlar insan olduklarını unutmuşlardı. İnsanlık namına geriye kalan tek şey Hilmi'nin beyniydi. Hilmi, robotlara garip ve anlamsız gelen düşünce ve davranışlarıyla zamanla onların ilgi odağı haline geldi. Önce kendisini görmeye gelen insanlara bilet kesip bir miktar para kazandı. Sonra yaşadıklarını anlattığı ve milyonlarca satan "Yalnızca Hilmi" kitabıyla ününe ün, servetine servet kattı. Paranın Hilmi'yi bozmasının akabinde yaşadığı ağır depresyonun ardından tedavi görmek zorunda kaldı. Sağlığına kavuşunca tek başına geçirdiği depresyon günlerini anlattığı "Yalnızca Hilmi" isimli ikinci kitabıyla tekrar dillere pelesenk oldu.

Hilmi'nin beyin ölümü gerçekleştiğinde robotlar ondan geriye kalan mekanik parçaları bir müzede sergilemeye başladılar. Hilmi bu dünyayı terk ederken arkasında robotlar arasında popüler hale gelmiş bir sürü anlamsız sözle beraber eski zamanlardan hatırlayabildiği formatlardan hareketle yaptığı çokça televizyon programı bıraktı.
Nizamettin Hayyam VURAL

YORUMLAR

  • 0 Yorum