Şu "kara delik" meselesi... Bu mesele üzerine o kadar kafa patlatan insanlar ve bu insanların yaptığı onca bilimsel çalışmanın üstüne yapılan onca yorum... "Kesin ip var!"lar havada uçuştu yine. "Ön insan"larımız yine yaptı yapacağını. Bir kara deliğin görüntülenmesi üzerine yapılan şöyle bir yorum gördüm: "Bence böyle bir şey yok.". Tabii ya! Zaten dünya güneşin değil senin etrafında dönüyor Fiseyin Emmiciğim.
Kimisi de görüntünün çözünürlüğüne takmış kafayı. "Vay efendim bu kara delik fotoğrafı neden düşük çözünürlüklü?" Gayet açık bir şekilde bu yorumları yapanlar bir kara deliğin görüntülenebilmesi için yapılan çalışmalardan ve bu çalışmalar neticesinde elde edilen görüntünün öneminden haberdar değiller. Sorun bunları bilmemelerinde değil. "Bilme"nin ve "inanma"nın ayrımını yapamıyorlar. Duyularımızla, deney-gözlem yoluyla, aklımızla ortaya koyabildiğimiz şeyleri bilir, bunun dışında kalanlara inanırız. Bu insanlar bilgi sahası içerisinde yer alan şeyleri inanç sahasına taşıyorlar.
Garibime giden bir şey var. Bu, doğru okumadan yoksun "ön insan"lar aslında şikayet ettikleri düşük çözünürlüğe bayılırken neden çözünürlük konusunda hassasiyet gösterdiler ki? Halbuki sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflar, kendilerine, başkalarına, hayata bakış açıları hep düşük çözünürlüklüdür. Bu kara delik görüntüsünü alıp üzerine Mevlana'ya mı, Ömer Hayyam'a mı, Nietzsche'ye mi, Einstein'a mı ait olduğu belli olmayan bir sözü estetik anlayıştan yoksun bir şekilde yazıp paylaşmaları gerekiyordu, neden yapmadılar?
Bu insanların herhangi bir meseleye karşı geliştirdikleri yaklaşım tarzı beraberinde gelişmeyi getiremiyor. Hegel'in diyalektiğini kısırlaştırmayı başaran formülleri, bağlı oldukları alt kültürü yaşatan ve besleyen almazlık. Tez ve antitezi bir araya getirerek oluşturdukları her sentez, at ile eşeğin birleşmesinden doğan katır gibi kısır.
Bu kısırlıktan, bir şeyin isminden, cisminden ziyade içeriğine, anlamına dikkat ederek çıkabiliriz. Dikkat edin kurtuluruz demiyorum, çıkabiliriz diyorum. Bu kısırlık hep var olacak ama görmezden gelebileceğimiz seviyeye inmesi lazım. Mevzu bu kısır düşüncenin hakim hale gelmemesinde.
Bu arada okulda 8. sınıf öğrencilerine derste Hz. Musa'yı ve Firavun'un İsrailoğullarından doğan bütün erkek çocuklarını öldürme girişimini anlatırken çocuklar: "Hocam kara deliğin olay ufkunu görüntülememizi sağlayan teleskoplar ve mevcut başka teknolojiler Firavun'un elinde olsaydı bütün çocukları öldürme imkanı olabilirdi ama o dönemin imkanlarıyla yapamaması normal tabii." minvalinde şeyler söylediler haberiniz olsun. Düşünün durun bunu.
Nizamettin Hayyam VURAL
YORUMLAR