Öldüm de Uyandım

Hakiki dana dilinden köfte yediniz mi hiç? Pardon öncelikle sormam gereken soru bu değildi. Köfteci tanıdığınız var mı? Yani, köftede yaptığı hileleri size anlatacak bir tanıdığınız var mı, demek istedim. Varsa çoktan köfte yemeye tövbe etmişsinizdir. Ben bir köfteci tanıdım kilosu beş liradan dana dili alıp kıyma makinesinde çektirip köftemsi bir şeyler yaptığını itiraf etti bana. Gerçi bu adama köfteci değil "başka bir şey" demek lazım.

Peki hiç telefon faturanızı başta anlaştığınız fiyattan ödemeyi başarabildiniz mi? Hay aksi yine yanlış soruyu önce sordum. Herhangi bir GSM operatöründe çalışan size bu sektörün çakallıklarını anlatacak birisini tanıyor musunuz? Bu konuda beni uyarabilecek, işin çakallıklarına hakim birisini tanıyorum ben. Anlatmaya şöyle başlamıştı: "Abi şu karşıdaki yazıyı görüyor musun? Hani 4 GB internet 25 lira yazıyor. O aslında 25 lira değil. Kandırıyoruz biz milleti." Ve bunu söyledikten sonra yanımdan ayrılıp o tarifeleri millete satmaya devam etti. Şimdi çalıştığı şirkette müdür olmuş. Anında o operatörden hattımı taşıdım veya telefon kullanmayı bıraktım, diyemiyorum. Çünkü bununla bu şekilde savaşamazsınız.

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ne zaman birileriyle tanışsam, yaptıkları işin sahtekarlık boyutunu anlatıveriyorlar. Bu insanları meslek erbabı olarak değil sahtekarlık erbabı olarak adlandırıyorum. Bu insanlarla dost olunmaz, sadece tanış olunur. O da bazı gerçekleri görebilmek için. Bunun için kendimi iyi mi hissetmeliyim sizce? Şanslı mıyım? Bir yerde öyle. Aldatılmak veya sahte, sahtekarca kurgulanmış bir iç dünyadan gerçeklerin dünyasına uyanmak şanstır benim için. Ama bu gerçekle yaşamaya çalışmak cidden çok zor. Bunu mümkün kılmanın tek yolu sahtekarlık boyasını, dürüstlük, mertlik boyasıyla boyayıp yok etmeye çalışmak, çalışanları bulmak.
Nizamettin Hayyam VURAL