Nizamettin Hayyam Vural

Nizamettin Hayyam Vural


Sparta ve Lykurgos

10 Mart 2022 - 16:15

Spartalılar deyince belki de aklımıza 300 Spartalı filminin meşhur sahnesi geliyor. Hani şu Leonidas’ın gövdesinde ayak izini çıkarırcasına tepikleyip elçiye zeval ettiği sahne. “Burası Sparta!” diye bağırıyordu Leonidas. Orası Sparta peki anladık ama Sparta’dan bizim hissemize düşecek olan şey ne acaba? Ünü bugüne kadar ulaşan bu asker-toplum bu ünü neye borçlu? Spartayı sparta yapan şeylerin peşine düşmeye çalışalım bu yazıda.

Biraz araştırınca Sparta’nın esas olarak üç sınıftan müteşekkil olduğunu söyleyebiliriz: Yurttaşlar (Spartalılar), yarı-yurttaşlar (Perioikoi), yarı-köleler (devlet kölesi Heilotlar).¹ Bu kısmı biraz açmamız lazım. Spartalılar bu sınıflar arasında tam yurttaşlık hakkına sahip olanları ifade etmek için kullanılıyor. Spartalılar askerlik ve siyaset dışında başka bir şeyle uğraşmıyorlar. Yarı-yurttaşlar şeklinde ifade ettiğimiz sınıftan olan Perioikoiler politik haklara sahip değiller. Bu sınıfa mensup olanlar kendi ürünlerini üretme ve ticaretini yapma hakkına sahipler fakat diğer taraftan Sparta ordusuna hizmet etmek ve vergi vermek durumundalar. Yani Perioikoiler sınırlı birtakım haklara sahipler. Heilotlar ise ise dünyaya gelen her Spratalı vatandaşa verilen kleros adındaki toprağı işleyip elde ettikleri ürünleri Spartalılara veren bir çeşit tarımsal köle sınıfı. Spartalılar kendilerine hizmet eden Heilotları, sayılarının kendilerinden fazla olması sebebiyle tehdit olarak görmüşler ve onları itaat halinde tutmak için bir düzen oluşturmuşlar. Mesela güneş battıktan sonra dışarıya çıkmalarını yasaklamışlar, devlet kontrolünde yılda bir kez ava çıkarmışlar, deri elbiseler giyip köpek derisinden şapkalar takmalarını zorunlu kılmışlardır. (1)

Spartalıların başarısının altında yatan sebeplerden birisi kendilerini asker olarak konumlandırıp tarım vb. işleri, oluşturdukları başka bir sınıfa yaptırmak. Yani tarımla uğraşmanın kendilerine vakit ve enerji kaybettirmesine müsaade etmiyorlar. Çocukluktan itibaren bir asker olarak yetişiyorlar. Hem mental hem de fiziksel anlamda askerliğin gerektirdiği becerileri kazanabilmesi için eğitiliyor Spartalı çocuklar. Spartada çocuklar ailelerinden çok devlete aitler, bunu da belirtelim.

Bir Spartalı dünyaya geldiğinde eğer sağlıklıysa yaşamasına izin veriliyor. Aksi takdirde ölüme terk ediliyor. Yedi yaşına kadar anne evinde kalan bu çocuk yeterince büyüdükten sonra yemek kulüplerine katılıyor, etrafındakilerden Sparta ruhunu kapıyor. Yedi yaşından sonra devlet çocuğu alıp her birinin başında yirmi yaş civarında usta bir öğreticinin bulunduğu şubelerden oluşan bir okula yerleştiriyor. Çocuklar burada yorucu işlerde çalıştırılıyorlar, entelektüel ve fiziksel açıdan gelişmeleri sağlanıyor. Çocuklar akşam yemeklerini usta öğreticinin evinde yiyorlar. On üç - on beş yaş arasında çocukların eğitimi gittikçe yoğunlaşıyor. On sekiz yaşına geldiklerinde sıkı ve yoğun bir şekilde askeri becerilerini geliştirecekleri eğitimler alıyorlar. Yirmi yaşını dolduran her Spartalı erkek askerlik hizmetini yerine getirmeye ve savaşa katılmaya mecbur oluyor. Bu gençler evli olsalar bile otuz yaşına kadar kendi yaşıtları olan erkeklerle birlikte yaşıyorlar. Otuz yaşından sonra yönetime katılmaya hak kazanıyorlar ve artık kendi evlerinde yaşayabiliyorlar. Fakat yemeklerini yine grupla birlikte yemek zorundalar.²

Verdiğimiz bu bilgilerden hareketle diyebiliriz ki Spartalı çocuklar/gençler asker olmayı sosyal hayatın içerisinde, akışta öğreniyorlar. Sparta'da eğitim sadece belirli saatlerde yapılan bir faaliyet olarak görülmüyor. Mesela yemek saatlerinde de sosyal bir öğrenme ortamı oluşturuyorlar. Çocuklar kendilerinden yaşça büyük Spartalılarla yemek sofrasına oturup onların savaş, siyaset gibi konulardaki tecrübelerinden faydalanıyorlar.
Alışılmışın dışında bir eğitim anlayışlarının olduğu kesin. Ksenophon’un aktardığına göre Sparta krallarından Lykurgos, Spartalı çocukların “….açlıklarını gidermek için yeterli olacak kadar yiyeceği çalmalarını hoş gören bir yasa koyuyor…”. Lykurgos'a göre çocuklar hırsızlık yapmaya çalışırken o kadar dikkatli davranmak zorunda kalacaklar ki, bu dikkat seviyesi onların savaş hilelerini öğrenmesini kolaylaştıracak.³

Peki kim bu Lykurgos? Bu adam Girit’e, Anadolu’ya, Mısır’a gidip buraların yönetim biçimlerini, politikasını, ahlakını, eğitimini inceleyip döndükten sonra beğendiği kısımları harmanlayıp Sparta’yı Sparta yapan anayasayı hazırlayan adam. Lykurgos öncelikle bir senato kuruyor. Bu senatoda iki kralla birlikte toplam 30 kişi bulunuyor. Senato bir denge unsuru gibi işlev görüyor. Senatoyu kuran yirmi sekiz kişi, yeri gelince kralları destekliyor, zorbalığı önlemek gerekince de halktan yana oluyorlardı. Senatonun güçlü ve zorbaca bir oligarşiye dönüştüğünü görünce de ephoroslar kurumunu oluşturuyorlar. Ephoroslar sonsuz bir yetkiye sahiplerdi. Ephoros, Yunanca gözcülük, bekçilik etmek fiilinden türetilmiştir. Bu kurum devletin çıkarlarının korunması, yani bir nevi devlete bekçilik yapılması için kurulmuştur. Lykurgos ayrıca mal mülk eşitsizliği hat safhaya gelince Sparta’yı binlerce parçaya bölerek insanların arasında pay etmiştir. İnsanların fazlaca mal edinme isteğini köreltmek için altın ve gümüş parayı ortadan kaldırıp demir paraları tedavüle sokmuş, lüks ve zenginlik düşkünlüğünü ortadan kaldırmak için de insanların ortak sofralar kurup yemeklerini beraber yemeleri kuralını getirmiştir. Bilindiği kadarıyla Lykurgos hazırladığı anayasayı yazıya geçirtmemişti. Sparta’da yaşayanların yasalara uygun, erdemli davranışlar sergilemesinin, o yasaların bir yerlerde yazılı bir şekilde durmasından daha önemli olduğunu düşündüğünden böyle yaptı herhalde. Lykurgos krallara, senatörlere, bütün yurttaşlara kendisi geri dönene kadar yasalarına uyacaklarına dair yemin ettirdikten sonra Delphoi Tapınağına gitti ve orada açlıktan ölmeyi seçti.⁴
Nizamettin Hayyam VURAL

1- Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş – Oğuz Tekin
2- İlk Cumhuriyet Ya Da Sparta’yı Anlamak – Yavuz Özdemir
3- Şölen / Spartalıların Anayasası – Ksenophon
4- Lykurgos’un Hayatı - Plutarkhos

YORUMLAR

  • 0 Yorum