Sosyalleşmeme, sosyallik istememe veya sosyalleşememe kişisel bir mevzu olarak görünse de toplumsal tuhaflığın bir iz düşümü olarak görünüyor. Ve bunun son yıllardaki sosyoekonomik krizle de alakası yok. Toplumun önemli bir kesimi sosyalleşme, yeni insan tanımayı bir yük olarak görüyor. Bir iş, bir akış için bir araya gelmek, yeni ufuklara ulaşmak için iş birliği yapmak çok temel, çok zayıf bir şekilde yaşanıyor. Birinin diğerine ihtiyacının olması zamanla hor görülen bir handikap. Şehirleşme tuhaf bir şekilde ilerliyor.
Bir kitap okuma kulübü, bir satranç grubu, haftalık yapılan halı saha maçları, gyme gitmek bunlar sosyallik için elzem işler. Bunların gerekli olmadığını düşünen belli bir azınlık, dünyayı kendi algı seviyelerine indirgemeye çalışırken maalesef çoğu zaman başarılı oluyorlar. "Bırakalım birileri de şu konuları konuşsun.." gibi bir medeni tavır giderek zor bulunan bir şey haline geliyor. Şehirlileşememek bütün ilişkilere zarar veriyor, bir şey olmasına imkan vermiyor.
Refik Tırpan ALTAY