Nasıl Olsa Müşteri Yine Gelir

Cesur Hepaka

Ziya, herhangi bir eşyanın doğru kullanılmasına önem veren kalender birisi. Ziya’nın, damacananın kullanımını verimle hale getirmesi için su pompası alması gerekmiş. Apar topar evinden çıkan Ziya, dolambaçlı caddelerde ve apartmanların kuytu köşesinde su pompası alabileceği su bayisi aramaya başlamış. Alt tarafı su pompası işte, bunu satan bir su bayi bulmak ne kadar zor olabilir ki! Ama maalesef su bayisi bulmak göründüğü gibi kolay değil. Su bayileri, caddede ya da sokakta yürürken karşınıza çıkacak bir market ya da tatlı su çeşmesi gibi değil. Onlar, acil bir durumda kaçıp saklanabileceğiniz, apartmanların en kuytu köşesinde kurulmuş küçük krallıklardır. Onlara ulaşmak deveyi hendekten atlatmaktan daha zordur. Neyse, biz Ziya’nın küçük ama gerçeklik matrisine çomak sokacak hikayesine dönelim. Su bayisi bulmanın zor olacağını anlayan Ziya, “En iyisi Google’dan arayayım.” diye düşünür. Google’dan bulunduğu konuma en yakın su bayisini bulur ve telefonla arar:

- Merhaba, bayinizde damacananın su pompası var mı?

- Evet, var. Ben şimdi dükkanda değilim. Benim oğlan orada, ben de birazdan geleceğim.

- Google haritada gösterilen su bayisi konumunuz doğru mu?

- Bayimiz, Şerafettinoğulları Pastanesi’nin hemen karşısında.

Yeterli bir cevap alamayan ve abimizin Google’daki su bayisi konumundan bihaber olduğunu anlayan Ziya, her ihtimale karşı hem Google’da gösterilen konuma hem de abimizin tarif ettiği adrese gider. Google’da gösterilen konum ile abimizin tarif ettiği konum arasında yaklaşık üç yüz metre mesafe oluğunu gören Ziya, Google’da gösterilen konumda su bayisini bulamayınca çok muhterem abimizin tarif ettiği konuma gider. Bu konumda da su bayisini bulamayınca çok muhterem abimizi telefonla arar:

- Abi dediğiniz konuma geldim ama bayinizi bulamadım. Şu anda Sevgi Market’in önündeyim.

- Sırtını markete ver ve sola dön, hemen apartmanın altında.

Ziya, çok sevecen abimizin tatlı dilinden dökülen cümlelerin ardına düşerek tarif ettiği konuma gider. Sonunda su bayisini bulmanın mutluluğuyla su bayisine giren Ziya, içeride kimsenin olmadığını görür. Halbuki, abimiz oğlunun orada olacağını ve kendisinin de birazdan oraya geleceğini söylemişti. Ziya, biraz önce yaşadığı mutluluğun hazzı ile çaresizlik arasında gelgitler yaşayarak hemen telefonuna sarılır:

- Çok muhterem abicim, şu anda bayinizdeyim. Ama burada boş ve dolu damacanızlardan başka kimse yok. Selam verdim, duvarlar selamımı aldı ama başka kimse almadı.

- Kardeşim, hemen geliyorum.

Ziya, 5 dakika bekler, 10 dakika bekler ama kendinden zamansız, net olmayan abimiz hâlâ ortalıkta yok. “‘Birazdan’ ya da ‘hemen’ kelimelerindeki zaman kavramı, zamandan münezzeh abimizin arayüzünde nasıl işliyordu?” diye düşünen Ziya, konuşmalardaki bulanıklığı fark ederek arkasına bakmadan su bayisinden uzaklaşır. Aradan yarım saat geçer, ne arayan var ne soran. Ziya, netlikten muaf abimizin kendisini aramamasını tuhaf bulur. Bu tuhaflık, Ziya'nın su bayisinden ayrılmasının doğru bir davranış olduğuna delildi. Hikaye bu kadar ama almazlar diyarında bunun gibi bitmez tükenmez hikayelerle her an karşılaşabilirsiniz.

Günlük işlerde bunun gibi birçok durumla karşılaşırız. Çoğunluk bunun gibi durumları önemsemediğinden, satıcılar da bundan rahatsız değillerdir. Nasıl olsa müşteri yine gelir.
Cesur HEPAKA