Siyah Kuğu'yu Öldürmeyin

Cesur Hepaka

Kabuklu cevize bakıldığında ceviz iyi ya da kötü görünür. Kabuklu cevizin içinin iyi ya da kötü çıkması, zamanla edinilen tecrübelerle cevizin kabuğundan anlaşılabilir. Yine de bir ihtimal her zaman vardır. Cevizi kırmadan onun içinin iyi ya da kötü çıkacağının kesin bilgisine ulaşamayız. Dışarıdan bir giriş, cevizin içindeki gerçeği ortaya çıkaracaktır. Cevizin içi çürük, kurtlu ya da sağlam çıkabilir. Başka bir olasılık var mı? Olabilir.

Herhangi bir konu hakkında çok fazla tecrübe edilse bile yine de ihtimalleri göz ardı etmemek, aklı sürekli aktif tutmanın yöntemlerinden biri olmakla beraber vasat ile ayvazı ayıran bir süzgeçtir. Bir konu hakkında veri bankamızdaki tüm olasılıkları düşünmüş olabiliriz. O konu hakkında başka olasılıklar olabilir mi? Olabilir. İşte o konu hakkında, elimizdeki olasılıkların dışında başka olasılıkların “olabileceğini” düşünmenin mantığını “Siyah Kuğu” kavramı ile anlatan Lübnan asıllı Amerikalı yazar Nassim Nicholas Taleb, “Siyah Kuğu” mantığının önemini şöyle açıklıyor: “Siyah Kuğu mantığı, bilmediklerinizi bildiklerinizden çok daha önemli kılar.”.*

Vasat ile elit ayrımını “Vasatistan ile Aşıristan” olarak yorumlayan Nicholas Taleb, bildiğiniz bir şeyin size fazla acı vermeyeceğini, asıl acıyı bilmediklerinizin vereceğini bir örnekle açıklıyor: “Aralık 2024’te Güney Pasifik’te yaşanan tsunami öngörülmüş olsaydı, bölgedeki nüfus azaltılacak ve bölgeye erken uyarı sistemi yerleştirilecekti. Dolayısıyla tsunami, büyük bir hasara neden olmayacaktı.”.* Bu örnekle öngörünün ne kadar önemli olduğunu vurgulayan Nicholas Taleb, sadece bilinenler üzerinden hareket etmeyi “Vasatistan"a özgü bir davranış biçimi olarak yorumluyor.

“Vasatistan ile Aşıristan” kategorisinin dışında, günlük işlerde bile plansız hareket eden hatta “plan”ın ne olduğunu bilmekten ve öğrenmekten aciz, yamalı işlerle kısa vadede cebini dolduran zihniyeti “vasataltı” diye tanımlayabiliriz. Vasataltı mantığı, bilinenler üzerinden bile hareket etmez; hatta bilinenleri çarpıtarak kendi minnacık çapında yeni bir bilinen ortaya çıkarmaya muktedirdir. “Kurmak” ve “kurgulamak”tan beri olan vasataltı mantığı, hali hazırdaki düzeni bozmaktan da hiç mi hiç geri durmaz. Daha birçok özelliği olan bu mantığın başka özelliklerini yazmaya kalksanız, bin sene önceye seyrüsefer etmeniz gerekebilir. Kelimelerin, kavramların, cümlelerin açıklamaya güç yetiremediği koskoca bir sahteliğe bir örnek verelim. Vasataltı zihniyete müptela olanlar, herhangi bir bölgede deprem olasılığını göz ardı ettiklerini gayet iyi biliyorlardı. Fakat onlar için bilinen olasılıkları unutturmanın yolları vardı. Onlar, kasadaki çürük domatesler ayıklanmadan yapılan domates çorbasını, çuvaldaki pirincin taşı ayıklanmadan yapılan pilavı, proteinsiz dana kavurmayı, yenildiğinde mideye oturan üçüncü sınıf buğdaydan yapılmış ekmeği handakilere akşam yemeği olarak sundular. Sonra ne mi oldu? Han sarhoş, hancı sarhoş. Han ve hancının zil zurna sarhoş olduğu depremde “Siyah Kuğu” ölüme terk edildi.
Cesur HEPAKA

Kaynak:
*Siyah Kuğu - Nassim Nicholas Taleb