Şili'de sualtı dağında yüzlerce yeni tür keşfi
Schmidt Okyanus Enstitüsü; Şili açıklarında, Şili ile Paskalya Adası arasında uzanan 2900 kilometrelik Salas y Gómez Sırtı'ndaki derinliği 3530 metreye ulaşan su altı dağında yaptıkları keşiflerde yüzlerce yeni canlı türü keşfettiklerini açıkladı. Bu su altı dağına "Solito" ismi verildi.
26 Şubat 2024 - 22:01
Bilim insanlarının yaptığı "akıllara durgunluk veren" keşifle, Şili açıklarındaki bir su altı dağında yaşayan 100'ü aşkın yeni canlı türü bulundu. Şili'yle Paskalya Adası arasında uzanan 2 bin 900 kilometrelik "Salas y Gómez Sırtı" boyunca, deniz seviyesinin 3 bin 530 metre altına kadar ulaşılarak bu canlılar keşfedildi.
Çok ışınlı sonar verileriyle oluşturulan Solito denizdağının batimetrik haritası (Schmidt Okyanus Enstitüsü CC BY-NC-SA)
Schmidt Okyanus Enstitüsü'ne göre, derin deniz mercanları, cam süngerler, deniz kestaneleri, amfipodlar, bodur ıstakozlar ve muhtemelen daha önce hiç görülmemiş diğer türler bulundu. Uzman Dr. Javier Sellanes, "Bu keşif gezisinde umutlarımızın çok ötesine geçtik. Bu uzak ve az keşfedilmiş bölgelerde her zaman yeni türler bulmayı beklersiniz ancak özellikle süngerler gibi bazı gruplarda bulduğumuz miktar akıllara durgunluk veriyor." dedi. Ekip, deniz yaşamını keşfetmek ve 52 bin 777 kilometrekarelik deniz tabanıyla dağların haritasını çıkarmak üzere uzaktan kumandalı bir su altı robotu kullandı.
Sırt boyunca 516 metre derinlikte dikdörtgen şekilli Dermechinus kestaneleri belgelendi (Schmidt Okyanus Enstitüsü)
Dr. Sellanes şunları ekledi: "Bu gelişen ve sağlıklı ekosistemler, Nazca-Desventuradas ve Juan Fernández su altı parklarının hassas deniz habitatlarını etkili bir şekilde koruduğunu gösteriyor.". Ekip, 4 deniz dağının en yükseği olan ve ilk kez keşfedilen 3 bin 530 metre yüksekliğindeki dağa gayri resmi olarak "Solito" adını verdi. Sırt boyunca ikinci bir keşif gezisi Cumartesi günü araştırma gemisi Falkor'la başladı. Bilim insanları 600 metreden daha derin bölgeleri keşfederken su altı dalışları canlı olarak yayımlanacak.
Türlerin keşfedildiği Şili açıklarındaki Salas y Gómez Sırtı (Schmidt Okyanus Enstitüsü)
Schmidt Okyanus Enstitüsü Yönetici Direktörü Dr. Jyotika Virmani, "Türlerin tam olarak tanımlanması uzun yıllar sürebilir. Dr. Sellanas'la ekibi, bu etkileyici güzellikteki ve pek bilinmeyen biyoçeşitliliğin yoğun olduğu noktalardan inanılmaz sayıda örnek topladı." dedi. Bu bölge kobalt gibi doğal mineraller açısından zengin ve şirketler bu kaynaklar için sıradağlarda madencilik yapmak istiyor. Ancak daha önce yapılan testler bu endüstriyel madenciliğin deniz yaşamını yok edeceğini göstermişti. Bu gelişme, farklı bilim insanlarının Amazon'da daha önce belgelenmemiş, 7,5 metreye kadar büyüyebilen ve yaklaşık 500 kilogram ağırlığa ulaşabilen dev bir anakonda türü keşfetmelerinin ardından geldi.
Su altı dağının 1389 metre derinliğinde Chaunacidae türü keşfedildi (Schmidt Okyanus Enstitüsü)
Şimdiye kadar 4 anakonda türü biliniyordu ve bunların en büyüğü olan yeşil anakonda Güney Amerika'nın Amazon, Orinoco ve Esequibo nehirlerinin havzaları gibi tropikal bölgelerinde ve bazı küçük su havzalarında yaşıyordu. Güney Amerika'nın nehirlerinde ve sulak alanlarında bulunan bu anakondalar, yıldırım hızıyla saldırıp, avlarının etrafını sararak onları boğması ve daha sonra bütün olarak yutarak yaşamlarını sona erdirmesiyle tanınıyor. Diversity adlı bilimsel dergide tanımlanan yeni tür, daha önce bilinen güney yeşil anakondadan yaklaşık 10 milyon yıl önce ayrılmış ve genetik olarak ondan %5,5 oranında farklılık gösteriyor.
Kaynak: Independent Türkçe
Çok ışınlı sonar verileriyle oluşturulan Solito denizdağının batimetrik haritası (Schmidt Okyanus Enstitüsü CC BY-NC-SA)
Schmidt Okyanus Enstitüsü'ne göre, derin deniz mercanları, cam süngerler, deniz kestaneleri, amfipodlar, bodur ıstakozlar ve muhtemelen daha önce hiç görülmemiş diğer türler bulundu. Uzman Dr. Javier Sellanes, "Bu keşif gezisinde umutlarımızın çok ötesine geçtik. Bu uzak ve az keşfedilmiş bölgelerde her zaman yeni türler bulmayı beklersiniz ancak özellikle süngerler gibi bazı gruplarda bulduğumuz miktar akıllara durgunluk veriyor." dedi. Ekip, deniz yaşamını keşfetmek ve 52 bin 777 kilometrekarelik deniz tabanıyla dağların haritasını çıkarmak üzere uzaktan kumandalı bir su altı robotu kullandı.
Sırt boyunca 516 metre derinlikte dikdörtgen şekilli Dermechinus kestaneleri belgelendi (Schmidt Okyanus Enstitüsü)
Dr. Sellanes şunları ekledi: "Bu gelişen ve sağlıklı ekosistemler, Nazca-Desventuradas ve Juan Fernández su altı parklarının hassas deniz habitatlarını etkili bir şekilde koruduğunu gösteriyor.". Ekip, 4 deniz dağının en yükseği olan ve ilk kez keşfedilen 3 bin 530 metre yüksekliğindeki dağa gayri resmi olarak "Solito" adını verdi. Sırt boyunca ikinci bir keşif gezisi Cumartesi günü araştırma gemisi Falkor'la başladı. Bilim insanları 600 metreden daha derin bölgeleri keşfederken su altı dalışları canlı olarak yayımlanacak.
Türlerin keşfedildiği Şili açıklarındaki Salas y Gómez Sırtı (Schmidt Okyanus Enstitüsü)
Schmidt Okyanus Enstitüsü Yönetici Direktörü Dr. Jyotika Virmani, "Türlerin tam olarak tanımlanması uzun yıllar sürebilir. Dr. Sellanas'la ekibi, bu etkileyici güzellikteki ve pek bilinmeyen biyoçeşitliliğin yoğun olduğu noktalardan inanılmaz sayıda örnek topladı." dedi. Bu bölge kobalt gibi doğal mineraller açısından zengin ve şirketler bu kaynaklar için sıradağlarda madencilik yapmak istiyor. Ancak daha önce yapılan testler bu endüstriyel madenciliğin deniz yaşamını yok edeceğini göstermişti. Bu gelişme, farklı bilim insanlarının Amazon'da daha önce belgelenmemiş, 7,5 metreye kadar büyüyebilen ve yaklaşık 500 kilogram ağırlığa ulaşabilen dev bir anakonda türü keşfetmelerinin ardından geldi.
Su altı dağının 1389 metre derinliğinde Chaunacidae türü keşfedildi (Schmidt Okyanus Enstitüsü)
Şimdiye kadar 4 anakonda türü biliniyordu ve bunların en büyüğü olan yeşil anakonda Güney Amerika'nın Amazon, Orinoco ve Esequibo nehirlerinin havzaları gibi tropikal bölgelerinde ve bazı küçük su havzalarında yaşıyordu. Güney Amerika'nın nehirlerinde ve sulak alanlarında bulunan bu anakondalar, yıldırım hızıyla saldırıp, avlarının etrafını sararak onları boğması ve daha sonra bütün olarak yutarak yaşamlarını sona erdirmesiyle tanınıyor. Diversity adlı bilimsel dergide tanımlanan yeni tür, daha önce bilinen güney yeşil anakondadan yaklaşık 10 milyon yıl önce ayrılmış ve genetik olarak ondan %5,5 oranında farklılık gösteriyor.
Kaynak: Independent Türkçe
YORUMLAR