Mazhar F. Gür

Mazhar F. Gür


Bağlamsal Öğrenme

10 Mart 2022 - 16:04

Bir bilgisayarın gücünün en önemli belirleyicilerinden birinin RAM olduğunu bilirsiniz. Bir bilgisayarın RAM hafızası ne kadar fazlaysa çoklu ve ağır işlem yapma yeteneği o kadar iyidir. Ama bu tek başına bilgisayarın performansının belirleyicisi değildir. Performansı işlemci, ana kart gibi birçok ünite birlikte belirler. Beyinde de aynı şey geçerli. Hatta beyinde çok daha fazla faktör işin içine giriyor.

RAM’in beyindeki karşılığı kısa süreli hafızadır. Yeni bilgileri öğrenme, yeni becerileri geliştirme sürecinde aktif olarak kullandığımız kısa süreli hafıza, uzun süreli hafızaya doğru atılan her bir adımdır. Tekrar edilerek kuvvetlendirilen kısa süreli hafıza, biriktirilip bir bağlam içinde paketlenerek zamanla uzun süreli hafızayı inşa eder ve artık o şey kalıcı bir şekilde öğrenilir. Bunun yanında öğrenme süreci göründüğü kadar lineer değildir. Yani bir şeyi sürekli tekrar etmek, onu öğrenmenin garantisi değildir.

Bir arkadaşımla masa tenisi oynarken, arkadaşın servis atışında ısrarla aynı hatalı hamleyi yaptığını görünce doğrusunu izah ettim. Ama değişen bir şey olmadı. Aynı arkadaş, başka arkadaşlarla da oynadı. Defalarca üst üste maç yaptığı halde hep aynı şekilde vurmaya devam ediyordu ve her defasında top filede kalıyordu.

Sinirbilimciler öğrenme mekanizmalarını kuantum fiziği kurallarına benzetiyorlar. Tıpkı kuantum fiziğinde olduğu gibi, öğrenmede kesinliklerden ziyade olasılıklar söz konusu ve öğrenme sürecini başta duygular olmak üzere birçok faktör etkiliyor. Bu yüzden masa tenisi oynayan birisi, sadece tekrar yaparak yeteneğini geliştiremiyor. Ya da bu yüzden profesyonel basketbol oyuncuları, on binlerce kez aynı atışları yaptıkları halde yüzde yüz isabete ulaşamıyorlar. Halbuki yüzde yüz isabete ulaşmaya yetecek kadar data, hafızalarında mevcut.

Yeni bir şey öğrenme aşamasında eski deneyimlerden de yardım alırız. Yani bu aşamada bir geçişkenlik söz konusu. Mesela daha önce satranç oynamış birisi go öğrenmeye çalışırken satrançtan gelen mevcut dataları da kullanır. Beyin, özellikle ilk zamanlarda hem bu önceki hafızadan hem de kısa süreli hafızadan kullanır (Bebeklerin dünyaya ilk geldiklerinde annelerini kendilerinin bir parçası zannettiklerini duyduysanız sebebi budur işte.). Böylelikle öğrenme süresi kısalmış olur. Yani bir şeyi öğrenmeye çalışırken, alakasız görünen bilgiler de size yardımcı olur.

Öğrendiğiniz şeyleri biraz zaman geçince tamamen unutmuş gibi hissedersiniz. Ama bir bakarsınız ki bir görüntü parçası, birkaç kelime eski bilgilerinizi canlandırmış. Bu tür tazelenen hafıza biçimi, sadece kas hafızası için geçerli değil. Mesela posttravmatik stres bozukluğu olan kişilerde ufak bir uyaran, eski anıların canlanmasına neden olabiliyor ve hasta iyileşti derken tedavide tekrar başa dönülüyor. Demek ki sadece fiziksel beceriler değil hafızaya kaydedilmiş herhangi bir bilgi de bu şekilde tazelenebilir.

Bir konuda kendinizi geliştirmeye çalışırken, bir noktada, bir olmayacaklık hissi peyda olur. Algınızın üst limitine ulaştığınızı zannedersiniz ve başarma umudunuzu kaybedersiniz. Ama bir süre ara verip tekrar denediğinizde daha başarılı olduğunuzu görürsünüz. Çünkü ilk çalışma sürecinde parazit duygular araya karışmış ve öğrenme sürecini sekteye uğratmıştır. Ama ara verdiğinizde bu duyguların etkisi ortadan kalkmış olur ve geriye elde edilen bilgiler kalır. İkinci kez çalıştığınızda artık hatalı çıkarımlar ayıklanmıştır ve bağlam daha anlaşılır hale gelmiştir. Bu yüzden, olmayacaklık hissi sizi kuşattığında o işe biraz ara vermek akıllıca olabilir.

Kısacası öğrenmek bağlam algısıyla mümkündür. Bahsettiğim arkadaşın yaptığı atışlarda topun sürekli fileye takılmasında psikolojik, kültürel özellikler etkili olmuş olabilir. Eğer bir sağlık problemi yoksa, öğrenme sürecini bu kadar baltalayabilecek başka faktör kalmıyor çünkü. Bu yüzden bir başkasının dört tekrarda başardığını o, kırk tekrarda başaramıyordu. Çünkü o yaşa gelene kadar aklını kullanmamaya alışması, bağlam algısının zayıf kalmasına sebep olmuştu.
Mazhar F. GÜR

YORUMLAR

  • 0 Yorum