Mazhar F. Gür

Mazhar F. Gür


Beynimizin Otopilot Modu

17 Kasım 2021 - 09:39

Günlük hayatımızı bir gözden geçirelim. Uyandıktan itibaren günün sonuna kadar yaptıklarımızı ve düşündüklerimizi bir tartalım. Yaptıklarımızın ve aklımızdan geçirdiklerimizin ne kadarını bilinçli bir şekilde icra ediyoruz acaba? Aslında gayet bilinçli yaptığımızı düşündüğümüz şeyleri bile bazı otomatik mekanizmalarla yapıyoruz. Bilim böyle söylüyor. Beyinde birçok süreci yöneten güçlü bir otopilot mekanizması var. Bu mekanizma sayesinde minimum enerji harcayarak hayatta kalıyoruz.

Görme duyusu bile bu mekanizmayı kullanıyor. Beynimizde bazı görsel şablonlar var. Biz aslında çevremize bakarken beynimiz bu şablonlara göre tahminlerde bulunuyor. Bu tahminlerin yanlış olduğuna dair çok belirgin bir bulgu olmadığı takdirde sadece o tahmine göre algımız yönlendiriliyor.

Mesela sürekli kullandığımız bir masada, günde 10 saat vakit geçirdiğimiz ve masa sürekli görme alanımızda olduğu halde, masada bulundurmaya alıştığımız eşyanın yokluğunu fark edemeyip elimizi boşluğa uzatabilir ve “Nerede bu ağrı kesici?” diyebiliriz. Bu beyindeki bir enerji tasarrufu mekanizması. O masada 10 saat geçirsek bile, koca bir tarantula yürümedikçe masanın görme alanımızdaki bir köşesini her an aktif olarak algılayamayız. Sadece odaklandığımız küçük bir kısmını görebiliriz.

Bilgisayarda yazı yazarken, sürekli yazıya baktığımız halde, bazı kelimeleri yanlış yazdığımızı o anda değil daha sonra kontrol ederken fark ederiz. Yani beyin sürekli otopilota bağlama eğilimindedir. Deneylerle de zaten ispatlanmış ve günlük hayatınızda kolayca fark edebileceğiniz bu tür beş duyuyla ilgili ihmal etme örneklerinden yola çıkarak bilim insanları, aynı ihmallerin ve otomatikliğin birçok karar verme sürecinde de geçerli olduğunu düşünüyor.

Freud’un çizdiği modelin aksine karar mekanizmalarımızı ve algımızı belirleyen şey, bilinç ile bilinçaltının birbirini yenme mücadelesi değil, birlikte çalışmaları. Yani bilinçaltı her zaman kötü çocuk değil. Bilinçaltımızda olumlu davranışları üreten, otomatik mekanizmalar da var. Yani gerçekten bir inancı benimsediysek, mesela sadece 3 saat uykuyla idare edeceğimize gerçekten inanırsak, bunu bilinçaltımıza işleriz ve beynin bu otomatik mekanizmaları sayesinde 3 saat dolar dolmaz şıp diye uyanabiliriz. Ki zaten dünyada bunun birçok örneği var. Birçok başarılı iş adamı, bilim adamı, daha az uyku süresinde bile bunu başardıklarını anlatıyorlar.

Kabaca beyinde iki sistem var: Bunlara kısaca sistem 1 ve sistem 2 diyelim. Sistem 1 hızlı, otomatik ve kontrol dışı işler yaparken sistem 2 yavaş, esnek ve kontrol altında işler yapıyor. Algılarımızı bu iki sistem birlikte yönetiyor. En bilinçli zannettiğimiz işlerde bile bilinç dışı mekanizmalar iş başında. Buna örnek olarak harflerinin yeri değiştirilmiş cümleleri de anında okuyabilmemiz verilir. Sistem 2 okuduğumuz cümleyi yorumlamamızı sağlarken sistem 1 yeri değiştirilmiş harfleri anında düzenleyerek anlamlı kelimelere çeviriyor. Demek ki bir cümleyi okuyup anlama gibi bilinçli bir eylemde bile otomatik mekanizmalar ve hazır şablonlar kullanılıyor.

“Peki ne olmuş yani, ne yapalım o zaman?” derseniz, buradan uzun vadede elde ettiğimiz kazanımların bilinç dışı mekanizmaları yararımıza şekillendirdiği sonucu çıkarılabilir. Kitap okumak, düzenli spor yapmak, yediklerimize içtiklerimize dikkat etmek, yeni bilgi ve deneyimlere meraklı ve ilgili biri olmaya çalışmak, uzun vadede bilinç dışı sistemimizi şekillendirecek ve irademiz çok güçlü hale gelecektir. Öbür türlü, eğer bu sistem 1’i eğitmezsek sadece hayatta kalmamız gereken minimum enerjiyle beynimizi çalıştırmaya çalışır. Yani sistem 1 hep ekonomiyle bakar, her zaman olabildiğince az enerji harcamaya çalışır. Eğer sistem 1’i bu güzel alışkanlıkların önemine ikna edemezsek- yani inançlı olmazsak- beynimiz enerji tasarrufu modunda çalışacaktır. Enerji tasarruf modunda çalışan bir cihazdan karmaşık, zorlu görevler yapmasını bekleyemezsiniz.

Kaynak:
https://www.scientificamerican.com/.../the-brains.../ (Link arızalı)

Mazhar F. GÜR 19.08.2021 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum