Mazhar F. Gür

Mazhar F. Gür


Boş Vakit Mutluluk mudur?

17 Kasım 2021 - 09:51

Birçok kişi boş vakit bulamadığından şikayet eder. Nefes almaya zamanı yoktur. Kafasını boşaltmak, rahatlamak için bol bol boş vakti olsun ister. Peki bol bol boş vakit bulduğunuzda her şeyin süper olacağına emin misiniz? Yapılan bir çalışma pek de öyle olmayacağını gösteriyor.

Çok keyif alarak oynadığınız bilgisayar oyununun başında uzun süre kaldığınızda oyundan aldığınız hazzın giderek azaldığını bir süre sonra da sıkılmaya başladığınızı deneyimlemişsinizdir. Ya da yoğun bir çalışma temposundan sonra gelen sakin günlerde kendinizi boşlukta hissettiğiniz olmuştur. Yapılan bir çalışmaya göre* az boş vakte sahip olmak kadar çok fazla boş vakte sahip olmak da stres kaynağı. 21.736 kişiye uygulanan ankete göre boş vakit süresi 2 saate çıkıncaya kadar iyilik hali ve mutluluk seviyesi artarken 2-5 saat arasında düz bir grafik çiziyor. Bu süre 5 saatin üzerine çıktığında ise iyilik hali ve mutluluk seviyesi azalmaya başlıyor. Meslek sahibi 13.639 kişiye uygulanan başka bir ankette de benzer şekilde boş vakit süresi arttıkça sadece bir noktaya kadar mutluluk seviyesinin yükseldiği, belli bir noktadan sonra ise mutsuzluğun artmaya başladığı görülüyor.

Tatil günlerinde yaptığınız kitap okuma hedeflerine ulaşamadığınızı, artan boş vakte rağmen kitap okumaya odaklanmakta daha çok zorluk çektiğinizi fark etmişsinizdir. Ya da bir sınava hazırlanıyorsanız, ders programının yoğun olduğu günlerde bulduğunuz kısıtlı boşluklardaki çalışmalarınızdan, rahat günlere göre daha çok verim aldığınızı ve dikkat dağıtıcı uğraşlara daha az yöneldiğinizi fark etmişsinizdir. Yine aynı çalışmada, 6 binin üzerinde katılımcının olduğu, 15 dakika, 3.5 saat ve 7 saat olmak üzere az, orta ve çok boş vakti olanların karşılaştırıldığı başka bir ankette ise çok boş vakti olanlarda üretkenliğin azaldığı, mutsuzluğun arttığı ve insanların sadece üretkenlik gerektiren şeylerle meşgul olduklarında mutlu hissedebildikleri tespit edildi. Yani çalışmanın sonuçları, fazla boş vakte sahip olunca mutsuzluk riskinin arttığını, bir amacı takip etme güdüsünün zayıfladığını, hayat motivasyonunun azaldığını, üretkenlik ve yaratıcı düşüncenin gerilemeye başladığını gösteriyor. Fazla boş vaktin getirdiği bu olumsuzluklar da tatminsizliğe, kendini boşlukta hissetmeye neden oluyor. Bu boşluğa düşme hissinden, bu mutsuzluktan kurtulmanın tek yolu ise üretkenlik gerektiren, çevremize düzen getiren ve diğer insanlara faydalı olabileceğimiz işlerle meşgul olmak.

Breaking Bad dizisindeki Walter White, bu çalışmayı okumuş olmalı. Dizinin bir bölümünde Walt, pişirdiği metamfetaminin pazarlamasını yapmakta zorlandığı, üretim sürecinin durduğu zamanlarda evde bir sürü boş vakit bulur. Yerinde duramayan Walt bu kez kendini evin tadilat işlerine verir ve evi şantiye alanına çevirir. Bu işlerle uğraşırken Walt’ın ruh halinin gayet iyi olduğunu ve rahatladığını görüyoruz. O stresli zamanlarda ev ahalisine somut faydaları olacak işleri yaparak kendine terapi uyguluyor. Böylece moralini yüksek, zihnini canlı tutmuş oluyor.

Rahatlık arttıkça beyindeki serbest, düzensiz düşünceler uçuşmaya başlar. Amaçlar unutulmaya başlar. Motivasyon azalır. Beynin akıl yürütmeyle ilgili devreleri uyurken duygu üretme devreleri daha yoğun çalışmaya başlar. Bu yüzden kendinizi uzun vadede eğitip zihninizi özellikle buna hazırlamadıysanız, çalışma masasına oturduğunuzda aklınıza binbir türlü duygusal mesele gelmeye başlar. Şartlar zorlaştıkça, zaman daraldıkça motive olmak kolaylaşırken şartlar gevşedikçe motivasyonunuzu korumak zorlaşır.

Bu kaçınılmaz bir sonuç değil tabii ki. Bu durumu tersine çevirmek yine sizin elinizde. Bu hal aslında dışardan motive olmaya alışmaktan kaynaklanıyor. Motivasyon kaynağı dışarıda olduğu müddetçe bu durum devam edecektir. Ama motivasyonu içten gelen kişiler, birilerinin kendisini ittirmesine ihtiyaç duymaz. İçsel motivasyona sahip insanlar ne istediklerini biliyorlardır. Amaçlarından emindirler ve amaçlarına ulaşmak için neler yapılması gerektiği konusunda kendilerini ikna etmişlerdir. Gerçek başarıya da zaten bu insanlar ulaşırlar.

İnsan çalışmaya, değer üretmeye programlanmış. Bu gerçeğe zıt davranıldığında yavaş yavaş huzur kaçıyor ve zihin bulanmaya başlıyor. Doğamıza uygun davranma konusunda kararlı olursak, motivasyon bozucu uyaranlara tüm gücümüzle direnirsek, sistemli bir şekilde çalışmaya zihnimizi ve bedenimizi alıştırırsak, boşluğa düşmüş hissine kapılmayı engellemiş oluruz. Boş vaktimizi insanı gerçek anlamda tatmin eden tek şey olan değer üretmeye ayırırsak, bu fazla boş vakit bizim için büyük bir avantaj ve bir terapi haline gelecektir. Hayatınızı, yaşadıklarınızı, hissettiklerinizi bir gözden geçirin. En huzurlu, en mutlu hissettiğiniz anlar aslında bir şeyler ürettiğiniz, bir fark yarattığınız, çevrenizde olumlu bir değişiklik oluşturabildiğiniz anlardır. Sadece rahatlamak için yaptığınız şeylerden eninde sonunda sıkılırsınız. Ama bir değer ürettiğinizde, o ürettiğiniz şeyi her gördüğünüzde, ürettiğiniz şeyin doğurduğu olumlu sonuçlara her tanık olduğunuzda mutluluğu ve huzuru yeniden bulursunuz.

*https://www.apa.org/news/press/releases/2021/09/too-much-free-time

Mazhar F. GÜR 09.10.2021 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum