Akademik eğitim almadan, üretim süreci boyunca işi uzmanlara bırakıp kenara çekilmeden bir şeyler üretmeyi esas alan “Do It Yourself (Kendin Yap)” anlayışı 20. yüzyılda İngiltere ve ABD’de ortaya çıktı. Özellikle 1950’lerden sonra evi tadilatlarla, yeni dekorasyonlarla yenilemenin moda olmaya başlamasıyla bu anlayış yaygınlaşmaya başladı. Sosyal medya kanallarının ortaya çıkmasıyla birlikte küresel bir etki alanına ulaştı. Facebook, Instagram, Youtube gibi platformların sayesinde insanlar öğrendiklerini milyonlarca insanla paylaştılar ve küresel boyutta bir veri havuzu oluştu. Bu sosyal platformların etkisiyle ve 3D yazıcıların gelişmesiyle birlikte bu akımın gücü gitgide daha da arttı. Böylece bu anlayış sadece ev dekorasyonundan ibaret kalmayıp birçok üretim sektöründe ve yeni sanat akımlarının doğmasını sağlayacak kadar sanatta etkisini göstererek yeni bir kültür haline geldi. Sonuçta hiçbir akademik eğitim almamış bir köylünün köpekleri üstünde genetik düzenleme deneyleri yapabilmesi* noktasına kadar geldi.
DIY akımının sayesinde bizim Karadenizli mucitlerimiz gibi amatörce küçük mucitlikler yapan insanlar daha etkili olmaya başladı ve MIT’de 2001 yılında yapılan bir proje insanların bunu daha profesyonelce yapmalarına olanak sağladı. Fab Lab adındaki projeyle icat yapmak için gerekli malzemelerin, lazer kesicilerin, 3D yazıcıların olduğu bir laboratuvar, bir şeyler üretmek isteyen insanlara açılmış. Zamanla dünyanın farklı yerlerinde bu formatta laboratuvarlar kurulmuş. Bu laboratuvarlarda icat edilen ürünler ve bunlar için kullanılan malzemeler, uygulanan teknikler herkese açık bir şekilde bir web sitesine kaydedilmiş, kaydediliyor.
Peki Fab Lab gibi projelerin faydası ne? Bu tür projelerle yeni önemli icatların tohumlarının atıldığı bir sürü küçük proje üretilmiş oluyor ve bu projelerin verisi anında tüm dünya ile paylaşılıyor. Önemli icatların temellerinin atılmasının yanında insanlarda üretici düşüncenin de oturmasını sağlıyor.
Bir arkeolojik kazıda Torre Satriano’da M.Ö. 6. yüzyılın Antik Yunan medeniyetine ait olan, çeşitli aletlerin nasıl üretildiğinin eğitiminin verildiği düşünülen atölye tarzı bir kalıntı bulundu. Bu yapıya “antik IKEA binası” diyorlar. Bu keşif, DIY mantığının Anglosakson kültür kodlarında olan bir mantık olduğunu gösteriyor.
Toplumumuzda hakim olan altkültürde üretme fikri yok denecek seviyede. Diğer arızalı kodların giderilmesiyle beraber üretme fikri kültürümüze yerleştiğinde, bilimden sanata, sanattan sosyal hayata zincirleme olarak ülkemiz farklı bir kadere, daha güzel bir kadere doğru yol alacaktır.
*Unnatural Selection belgesel dizisi – 1. Bölüm
Kaynaklar:
https://www.wikiwand.com/en/Do_it_yourself
https://www.wikiwand.com/en/Fab_lab
https://finalprojects.fabacademy.org/#/schedule/2019
Mazhar F. GÜR 29.08.2020 (Proje 99)
YORUMLAR