Mazhar F. Gür

Mazhar F. Gür


Övülmek Var Dönmek Yok

17 Kasım 2021 - 06:34

Almak, atmak, çıkarmak, bırakmak… En temel eylemleri ifade eden en temel, en ilkel kelimeler… Bu kelimelerin argo içinde bulunduğu kümenin ne olduğu dikkatinizi çekti mi: Sindirim-boşaltım sistemi. İnsanın en ilkel özellikleriyle ilgili durumlar tek kelimeyle bile ifade edilebiliyor. Örneğin içerik bakımından fakir, mikroplu, zehirli, fazla yağlı, fazla tuzlu gıdaların mideye ulaşmasıyla veya altta yatan bir hastalığa bağlı olarak boşaltım sisteminin ters yönde işlemesiyle besinlerin sindirimi tamamlanmadan ağızdan dışarıya geri atılması durumunu kısaca “çıkarmak” diye ifade edebiliyoruz. Sinir sistemi ise böyle bir şeye izin vermiyor. Yani beyin faaliyetleriyle ilgili durumlar asla tek kelimeyle ifade edilemiyor. Aklımıza gelen ilgili argo ifadelere bakalım: Kafası çalışmak, kafası basmamak, kafası almamak, sigortası atmak, kafası güzel olmak, beyni yanmak, kafası bir milyon olmak… Gördüğünüz gibi sinir sistemine gelince çok daha karmaşık ifadeler kullanıyoruz.

Bir şey ne kadar basitçe ifade edilebiliyorsa o mevzu o kadar ilkeldir ve bir şey ne kadar zor tanımlanabiliyorsa o şey o kadar derindir. İnsanlar için de bu geçerli. Biri sizi “yakışıklı çocuk” diye tanımlayabiliyorsa aslında bu sizin için çok da iyi bir şey değildir. Ya da insanlar size sık sık “Kasların çok gelişmiş.”, ya da “Gömleğin yakışmış, hayırlı olsun yeni mi aldın?”, ya da “Çok beceriklisin.”, ya da “Çok kitap okuyorsun, sana özeniyorum.”, ya da “Çok çalışkan adamsın, helal olsun!” ve hatta “Çok zeki adamsın.” diyorsa bence çok fazla gururlanmamalısınız. Çünkü bir insan gerçekten iyi vasıflarıyla öne çıkacak kadar iyiyse bu genelde konuşulmaz, sessizce saygı duyulur. İyi özelliklerin dillendirilmesi -en azından bizim kültürümüzde bu böyle- bir probleme işaret eder (Tabii ki bu ifadeler her zaman bir arızaya işaret etmez. Verdiğim örnekleri bir konsept içinde düşünürseniz demek istediğimi göreceksiniz). İnsanlar sık sık yakışıklılığınızı dillendiriliyorsa başka hiçbir özelliğiniz olmadığını düşündükleri ya da tam tersi sizi çirkin buldukları içindir; kaslı yapınızı övüyorsa sizi kaslarınızdan ibaret olarak görüyorlardır. Bir insan sizi tanımlayamadığı ya da ciddiye almadığı için yeni aldığınız gömlek onun fazla dikkatini çeker; gri silik bir silüetin üzerine parlak kırmızı bir şekil geldiğinde oradan gözünüzü alamadığınız gibi sizle konuşurken sürekli gözü gömleğinize kayar ve hatta arada bir dokunup zaten düzgün olan yerleri düzeltme hareketi yapar. Bir insan çok kitap okuduğunuzu söylüyorsa yanlış zamanda yanlış yerde kitap okuduğunuz için olabilir bu, ya da normalden yavaş okuduğunuz için ya da kitap seçiminde iyi olmadığınız, çeri çöpü elmasla bir tuttuğunuz için olabilir. Çünkü herkesin övgü dillendirme gereği duyduğu şeylerde genelde vasıfsızlık, kalitesizlik, hakikatsizlik vardır: Burger King’in arzu nesnesi olması gibi. Bir insan çok çalışkan olduğunuzu söylüyorsa bu, çalışmanızın sosyal ilişkilerinizi aksatmanıza neden olduğu anlamına gelebilir. Çok zeki olduğunuzu söylüyorsa size hasedi olabilir. Çünkü samimi olan biri sizi övmekle uğraşmak yerine, susar ve sizden ilham almaya çalışır. Övenler ise bu vasıflara çalışarak ulaşabileceklerini düşünmezler ve talep de etmezler. (Tekrar belirtelim: Bu önermeler her zaman geçerli değildir ve bu, sözleri söyleyenlerin veya sözün muhatabının hatalı olduğu anlamına gelmez.)

Eğer bir kelime grubu ya da cümleyle tanımlanabiliyorsanız bir yerlerde hata yapıyor olmalısınız. Donanımlı insanlar kolay tanımlanamazlar. İnsanlar onları sadece isimleriyle ve unvanlarıyla anarlar. Onların ismi marka haline gelmiştir. Övgü sizi rahatsız etmeli, sizi siz olduğunuz için insanlara kabul ettirebilmeniz lazım. Bunu da dengeli olarak birçok alanda gelişerek başarabilirsiniz.

Mazhar F. GÜR 21.05.2019 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum