Hayat, sahneye çıktığımız andan itibaren bir var olma oyunudur. Fakat bazı insanlar vardır ki onlar bu oyun içerisinde sadece var olmaz; etraflarına bir ışık, bir parlaklık saçarlar. İşte bu parıltının sırrı, gusto sahibi olmak ve karizma kazanmakta yatar. Gusto, bir insanın ruhuna işleyen, görünmeyen ama hissedilen bir koku gibidir. Gusto bir insanın yürüyüşüne, konuşmasına, hayata bakışına siner. Ama bu koku, sıradan olan kokulardan değildir ve çinko karbon pillerle karıştırılamayacak kadar zarif, çekici ve insanı bir adım öne çıkaran bir iz, bir parlaklık bırakır. Karizma ise, bu kokunun hayat sahnesine yansımasıdır. İnsanın duruşunda, sözlerinde, hatta sessizliğinde bile kendini hissettirir.
Peki, nedir bu gusto? Genelde şık giyimli bir kişi için kullanılsa da mesele sadece kıyafetten falan ibaret değil. Gusto, bir meyveyi tam olgunlaştığında yiyebilecek sabrı göstermek; hakiki yumurtayı, hakiki ekmeği, hakkı gasp edilmemiş her türlü rızka ulaşıp bunu üreterek ulaştırabilmek; bir fikri en doğru anında hayata geçirecek cesareti bulmaktır. Basit hazların ötesindedir. Yılların ve kültürün süzgecinden rafine edilmiş bir beğeni sanatıdır. Gündemden düşmeyenin ritmine kapılmak kolaydır. Tarkovski’nin 1988 yapımı Nostalji adlı filminin derinliğini çözmek için felsefeye, sabra, biraz da tarihe ihtiyaç duyarsınız. Gusto, bu çabayı göze almak, bilgiyi aramak ve sonunda o incelmiş zevki bulmaktır. Karizma kazanmak ise, bu inceliği bir duruşa, bir tavra dönüştürmektir. Öyle ki, insanlar sizinle konuşurken fark etmeden kendilerini size kaptırır ve sizden hal alabilirler.
Gusto, parayla satın alınamaz. Ne kadar zengin olursanız olun, eğer içinize o kültürel tohum ekilmemişse, boşa kürek çekilir. Aile, eğitim, çevre ve tecrübeler gusto’yu şekillendirir. Gusto sahibi, hayatı kaliteli yaşar. Lahmacunla karın doyurmak kolay, hakiki et, hakiki hamur, hakiki iş ile yapılanı bulmak önemlidir. İşte bu “gusto”dur ve uzaydan gelen bir duruş gibidir.
Gusto ve karizma, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden, hakiki olan ile olmayanı ayırma yeteneğinde birleşir. Bu tanım sadece başlangıçtır. Gusto, bambaşka hayatlardan gelen insanların ortak bir projede buluşabilmesini, ortak bir hukuk kurabilmesini sağlar. Karizma ise bu bağı diğer insanlarla paylaşabilmektir. Hayatın en zor anlarında bile, aklı kaybetmemek, ehem mühim ayrımını yapabilmek gusto’nun bir yansımasıdır. Karizma ise, bu ayırmayı/fark edişi hayat sahnesinde gerçekleştirebilmektir.
Alper A. İLERİGEL
YORUMLAR