Alper A. İlerigel

Alper A. İlerigel


İşini Bilmeyen Çavuşlar İnsiyatif Alabilir Mi?

14 Nisan 2023 - 08:08

"-Bu ne lan!
+Abi minibüs, minibüs bul getir demedin mi sen?
-Ben bunu mu dedim ya! A Takımı’ndaki gibi şekilli minibüs olacaktı. Kapısı yandan açılan, içerisi gözükmeyen, şurada paketleyip içeri atacaktık, oğlum.
+Abi detay vermiyorsun ki. Minibüs ayarla dedin, gittik Beylerbeyi hattından minibüs kiraladık getirdik."
Kardeş Payı – Mafya

İnsiyatif… Herhangi bir işi, kişinin kendi mantık ve kültürel birikim tezgâhından geçirip doğru kararı iş sürecinde uygulama prensibidir. Kişinin, yürütülmesini üstlendiği işlerde başarılı olması, iş sürecinin sistemli hale gelebilmesi insiyatif alabilmesinde yatmaktadır. Aksi takdirde gerektiğinde alınmayan her insiyatif, problemler üzerine yeni problemlerin doğmasına neden olabilir. İnşa sürecinde insiyatifin önemli bir yönü bulunmaktadır. Özellikle doğru insiyatif almak için hayatı doğru okumak gerekir.

İçinde bulunduğumuz hayat, göstergelerle dolu bir âlem. Bu âlemi doğru okuduğumuz müddetçe sağlam organizasyonlar kurabilir; işin ehli liderler ve profesyonel kurmay subaylar çıkarabiliriz. Lider merkezli sistemin aksine merkezine doğru kuralları alan bir sistemde insiyatif, doğal olarak nadiren gereklilik arz eder. Bahse konu olan sistem ise boşluk affetmediği gibi boşlukları ve boşluk olarak adlandırılacak bugları, sistemin dinamiği gereği doğru kurallar doldurur. Amatörlerin düştüğü boşlukları yakalayan profesyonellerdir. Özetle merkezinde doğru kuralları olan bir sistemde boşluktan bahsedilmez.

Kişi her ne iş yapıyorsa yapsın göstergeleri doğru okudukça işi bereketlenir, iş de yürüyen bir mekanizmaya dönüşür. Buradaki işten kastım salt el becerisi isteyen işleri de kapsamaktadır herhangi bir akademik çalışma sürecini de. Bu âlemde insan, bulunduğu ortamın dinamiklerinin farkında olduğu müddetçe hayatı doğru okuyabilir. Peki nedir bu doğru okuma?

Bir organizasyonun içinde uzun yıllar vakit geçiren kişiler, çoğu zaman işlerin yürümesi, sistemin sekteye uğramaması için sorumlu oldukları görevlerde birbirlerine karşı bazı noktalara değinmeyebilir, ayrıntı vermeyebilir. Fakat ayrıntı verilmese de aralarındaki sık dokulu bağ sayesinde işler kendiliğinden yürür. Bu kişiler organizasyonlarında yani iş süreçlerinde kendilerine has dili ve iletişim tarzını doğal olarak oluşturduğu için üçüncü bir kişi bu sürece dâhil olsa çetin iletişim problemleri ile karşılaşabilir. Burada muhataba, işin oluş kısmında etkisi olan her ayrıntı verilemeyebilir. Ayrıntı vermek işi yavaşlatacağı gibi organizasyondaki en zayıf halkayı da bloke edebilir.

Usta ve kalfa iletişimindeki verimi usta ve çırak arasında bekleyemezsiniz. Üretim ve hizmet sektöründe bu gibi durumlar çokça karşılaşılan sorunlardır. Çırak ortamı okuyamaz, orada olamaz yani anın çocuğu olamazsa iş aksayabilir. Mesela, basit ve yaygın bir örnek: Oto sanayide bir çırak eğer ustasının araçta tamir edeceği yeri fark edemezse 12-13 anahtar yerine alakası olmayan bir anahtarı getirebilir. Buradaki sorun, çözümün farklı yerde aranmasında ya da her ne olursa olsun bildiğini okumasında değil sadece ve sadece kuralları olmadan yaşamakta yatmaktadır. Çocukluktan itibaren eğitimin birçok pespayeliğine maruz kalmış genç nesil kuralsızlıkla, prensipsizlikle ve insiyatif alamamakla karşı karşıya kalmaktadır. "Türk gibi başlayıp, Alman gibi bitirmek" deyimi aslında bahsettiğim durumu özetler niteliktedir.

Kardeş Payı senaristlerinin değindiği olay anlatmaya çalıştığımız duruma güzel bir örnek. Minibüs isteyen kişi grup lideri ve istenilen minibüsü bulup getirecek olan kişi ise grubun birçok iş kolunda görev almış birisi. Burada istenilen minibüsün ayrıntılarını sorgulayacak ve gerektiğinde insiyatif alacak kişi de yine aynı kişi. Bu kısa olay aslında boşluklar silsilesinin bir göstergesidir. Doğru kuralları olmayan bir organizasyonda kurmay subay çıkması elbette beklenemez. A Takımı minibüsünü isterken ayrıntı verse dahi gelecek olan yine Beylerbeyi dolmuşudur.

Girişteki diyaloğun devamında grup lideri: “Efendim bizim çok ciddi bir organizasyon problemimiz var. İlk önce bunu halletmemiz lazım.” serzenişinde bulunsa da organizasyonda problem araması işin sonuç kısmıdır. Bir organizasyonda etkili olan ve işin yürütülebilmesinde en önemli unsur öncelikle kurallar, töreler ile yaşamaktır. Kuralsızlık/kural tanımazlık boşluklar oluşturduğu gibi liderlik kumaşı olan nice insanı da sistemsizliğin pespayeliğine dâhil eder.

"-Gidin 40 deve kesin. Fakire fukaraya bağışlayın.
+Abi, İstanbul’da nereden 40 deve bulalım?
-Patron lafı söyler. Adam deveyi koyun bilir, 40’ı 4 anlar. Biraz analiz yapın, biraz yorum yapın evladım."
Kurtlar Vadisi – Nevzat

Nevzat… Çok dayak yemiş birisi. Aslında çevresini değiştirirse liderlik kumaşı zedelenmeyebilir. Çok dayak yemesi ile hayat okulunda tecrübeler kazanmış olsa da içinde bulunduğu sistemsizlik çukurunu görememektedir. Burada bir yandan iş yaptırmak isterken karnından konuşabiliyor bir yandan da karnından konuşmasının doğru yorumlanıp doğru insiyatif alınmasını bekliyor. Sen daha çok dayak yersin Nevzat. Merkezine sistemi alan bir organizasyonda patronun lafı söylemesi gerekmez; başkalarına insiyatif aldırmak zorunda kalmaz. Kural kuraldır.
Alper A. İLERİGEL

YORUMLAR

  • 0 Yorum