Su Akar - Aka Yolu Bulur

Bazen bazı insanları hayatınızdan çıkarmanız icap eder. Bu insanlar sizin kişiliğinizi bilerek ya da bilmeyerek olumsuz manada şekillendirirler. Daha doğrusu isterler. Çünkü onlara göre bu hayatın arkasında önünde, sağında solunda işler böyle yürümektedir. Bir akraba ziyaretinde size ikram edilen yiyecekleri, istememeniz halinde bile ısrarla yemenizi isterler. Onların gündeminde misafire izzet ikramda bulunmak vardır. Bu eyi bir şeydir. Eyi olmayan ise sizi sıkboğaz ederek sizi yediklerinden yemeye zorlamalarıdır. Çünkü böyle buyurmuştur altkültür. Onlar sizin üzerinizde planlar yapar. Sizin üzerinizden hareket noktasını belirler. Ev, iş, çocuk sahibi olsanız da sizinle alakalı planlar yapabilirler. Telefonunuz çalar, arayan annenizdir. Sadece sizi göresi geldiği için başka daha kolay seçenekler varken sizi meşgul ederek iş yaptırabilir. “Oğlum, bizi teyzenlere bir götürüver.” Bu almazlığın tahakküm etmiş hâlidir. Önemsediğiniz birinin sizden bir şey istemesi ile yapacağınız iş arasında kalırsanız, sadece oyunu kuran siz olun.

Hayatınız ile ilgili her meselede karar verici konumda olan bu kişiler, sizin iyiliğinizi istiyor gözükebilirler. Fakat bu da ayrı bir sorun teşkil ediyor. O da karar verecek olgunluğa ulaşmanızın kısıtlanması ya da geciktirilmesi… Gündeminizi işgal eden gereksiz süreçlerle boğuşuyorsunuz. Anın içerisine hapsolan gündelik konuşmalar ile var olan enerjiniz de sömürülebiliyor. Bu ve benzeri süreçlere kuaförde, takside, kahvehanede hatta hasta ziyaretinde bile rast gelebilirsiniz. Ziyaretin doğrusu kısa olanıdır. Hayatınızdan çıkarmanız icap etse de doğrusu bu kişilere - altkültür var olduğu müddetçe - yapılan ziyareti yani bunlarla iletişimi kısa kesmek olacaktır.

Bazen bazı hâllerinizi değiştirmeniz gerekir. Hâl alınır, hâl verilir. Bu hakikattir. Hakikat, eşya ile doğru bir ilişki kurup, hayatı doğru okumakla ortaya çıkar. İnsanoğlu koca âlem içerisinde birbirini, farkında olsa da olmasa da etkileyebilmektedir. İş arkadaşınız eğer duygudurumunu kontrol etmekte zayıfsa ailesinde olan en ufak bir olumsuzluğu işine yansıtabilir. Bu da işi ya aksatır ya da bozar. En ciddi işlerde en olmadık işleri bozacak bir duygudurum bozukluğu girdabında debelenirken sizi de kendi hâline çekebilir. Eğer duygudurumunu kontrol edebilen biri değilseniz bu hâlden de çıkamayabilirsiniz. Bu hâller babadan oğula geçebileceği gibi hiç tanımadığınız birinden de geçebilir. O kişinin gerçekliğinde hatta yalan olan gerçekliğinde sizi konumlandırdığı yer hiç olmadığı kadar önemlidir. Sizi ne ile tanımlıyor? Sizi nereye konumlandırıyor? Siz onun evreninde nereyi işgal ediyorsunuz? “İşte bizim oğlan. Yine bir işler peşinde.” Bu kişiler sizi her ne ile tanımlıyorsa duygudurumunuz zayıf olduğu müddetçe o tanımlanan yerden bir adım dahi öteye gidemezsiniz. O yüzden bu hâlleri değiştirmedikçe doğru okuyup doğru karar verebilmeniz zorlaşır hatta imkansızlaşır.
ALPER A. İLERİGEL