Almanya'ya "Gazze soykırımına ortak olma" davası
Berlin yönetimi, Nikaragua’nın “Filistin’de soykırıma ortak olduğu” suçlamasıyla Almanya’ya karşı açtığı davanın Uluslararası Adalet Divanı’nda yapılan duruşmasında suçlamaları reddetti.
09 Nisan 2024 - 15:55
Nikaragua’nın, “Filistin’de soykırıma ortak olduğu” gerekçesiyle Almanya aleyhine açtığı davanın ikinci duruşması, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda devam ediyor. Davanın bugünkü bölümünde Almanya, dün Nikaragua tarafından yöneltilen suçlamalara yanıt verdi.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Genel Tania von Uslar-Gleichen, Nikaragua'nın Almanya’ya yönelik suçlamalarını "tek taraflı, gerçeklere, hukuka aykırı” olarak değerlendirdi ve kesinlikle reddettiklerini belirtti. Ülkesinin her zaman uluslararası hukuk ve insani ilkelerin desteklenmesi, güçlendirilmesi konusunda mücadele ettiğini savunan Alman yetkili, “Almanya hem İsrail hem de Filistin halkına karşı sorumluluğunu yerine getirmek için elinden geleni yapıyor.” dedi. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine açtığı davadan sonra bu, Gazze’deki gelişmelere ilişkin ikinci “soykırım davası”.
Daha sonra söz alan Sorbonne Üniversitesi uluslararası hukuk uzmanı Christian Tams, "Almanya'nın İsrail ile sürdürdüğü savunma işbirliğinin, uluslararası hukuka uygun, sağlam bir yasal çerçeveye dayandığını" savundu. Tams ayrıca, 7 Ekim'den bu yana Almanya'nın İsrail'e yaptığı askeri ihracatın neredeyse tamamının "savunma amaçlı" olduğunu öne sürdü.
Tams, Almanya’nın, Nikaragua'nın iddia ettiği gibi UNRWA'ya olan fonu kesmediğini, sadece İsrail’in iddiaları üzerine, 27 Ocak'ta kuruma daha fazla fon sağlanmasını onaylamama yönünde geçici bir karar aldığını savundu. Christian Tams, Almanya’nın, işgal altındaki Filistin topraklarına yüz milyonlarca euroluk insani yardım da dahil olmak üzere, Gazze savaşının başından itibaren Filistinlileri desteklediğini söyledi.
Nikaragua, Pazartesi günü, İsrail'in en büyük silah tedarikçilerinden biri olan Almanya'nın soykırımı veya ağır savaş suçlarını kolaylaştırmasını engellemek için, acilen silah ihracatını durdurması için ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştu. Dava, Almanya'nın tarihi geçmişi açısından oldukça hassas ve ciddi bir suçlama. Zira BM Soykırımın Önlenmesi Ve Cezalandırılması Sözleşmesi, İkinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra, Almanya’nın gerçekleştirdiği Yahudi Soykırımı’na (Holokost) yanıt olarak hazırlandı.
Almanya, “Yahudilerin hayatlarını koruma konusunda özel bir sorumluluğa sahip olduğu” gerekçesiyle, 7 Ekim’deki Hamas saldırıları sonrası İsrail’e en güçlü desteği veren ülkelerin başında geliyordu. Alman hukukçulara göre, ülkelerinin soykırıma ortaklık suçundan hüküm giymesi, düşük bir olasılık.
Almanya, Ekim ayında, İsrail'in güvenliğinin en az kendi ülkesinin çıkarları kadar önemli olduğunu ve İsrail'in uluslararası hukuka bağlı kaldığından şüphe duyulmadığını savunuyordu. Şu anda ise Alman hükümeti, İsrail’in meşru müdafaa hakkının sınırlı olduğuna işaret ederek, İsrail'in Hamas'la mücadelesinin başka yolu olup olmadığını sorguluyor.
Uluslararası mahkemenin bulunduğu Barış Sarayı’ndaki dün yapılan kamuya açık duruşmada açılış konuşmasını Nikaragua'nın Lahey Büyükelçisi Carlos Jose Arguello Gomez yapmıştı. Gomez, Gazze’de çok ciddi insan hakları ihlalleri yaşanırken, Almanya'nın İsrail’e silah ve askeri malzeme de dahil her türlü desteğe devam ederek uluslararası hukuku ihlal ettiğini öne sürmüştü.
İsrail-Hamas savaşının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze’deki Filistin halkı açısından durumun giderek kötüye gittiğini vurgulayan Nikaragua’ya göre, Almanya da İsrail’in işlediği suçlara ortak oluyor. Nikaragua, Almanya'nın Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri ile "uluslararası insani hukukun ihlal edilemez ilkeleri" kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğini savunuyor.
Mahkeme, dün Nikaragua, bugün de Almanya'nın yaptığı sözlü savunmaların ardından, önümüzdeki günlerde davaya ilişkin kararını açıklayacak. Latin Amerika’da Filistin’e destek sadece Nikaragua ile sınırlı değil. Orta ve Güney Amerika’da çok sayıda ülke, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına tepki göstererek, Filistin’e destek çıkıyor.
Kaynak: BBC Türkçe
Almanya Dışişleri Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Genel Tania von Uslar-Gleichen, Nikaragua'nın Almanya’ya yönelik suçlamalarını "tek taraflı, gerçeklere, hukuka aykırı” olarak değerlendirdi ve kesinlikle reddettiklerini belirtti. Ülkesinin her zaman uluslararası hukuk ve insani ilkelerin desteklenmesi, güçlendirilmesi konusunda mücadele ettiğini savunan Alman yetkili, “Almanya hem İsrail hem de Filistin halkına karşı sorumluluğunu yerine getirmek için elinden geleni yapıyor.” dedi. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine açtığı davadan sonra bu, Gazze’deki gelişmelere ilişkin ikinci “soykırım davası”.
Daha sonra söz alan Sorbonne Üniversitesi uluslararası hukuk uzmanı Christian Tams, "Almanya'nın İsrail ile sürdürdüğü savunma işbirliğinin, uluslararası hukuka uygun, sağlam bir yasal çerçeveye dayandığını" savundu. Tams ayrıca, 7 Ekim'den bu yana Almanya'nın İsrail'e yaptığı askeri ihracatın neredeyse tamamının "savunma amaçlı" olduğunu öne sürdü.
Tams, Almanya’nın, Nikaragua'nın iddia ettiği gibi UNRWA'ya olan fonu kesmediğini, sadece İsrail’in iddiaları üzerine, 27 Ocak'ta kuruma daha fazla fon sağlanmasını onaylamama yönünde geçici bir karar aldığını savundu. Christian Tams, Almanya’nın, işgal altındaki Filistin topraklarına yüz milyonlarca euroluk insani yardım da dahil olmak üzere, Gazze savaşının başından itibaren Filistinlileri desteklediğini söyledi.
Nikaragua, Pazartesi günü, İsrail'in en büyük silah tedarikçilerinden biri olan Almanya'nın soykırımı veya ağır savaş suçlarını kolaylaştırmasını engellemek için, acilen silah ihracatını durdurması için ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştu. Dava, Almanya'nın tarihi geçmişi açısından oldukça hassas ve ciddi bir suçlama. Zira BM Soykırımın Önlenmesi Ve Cezalandırılması Sözleşmesi, İkinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra, Almanya’nın gerçekleştirdiği Yahudi Soykırımı’na (Holokost) yanıt olarak hazırlandı.
Almanya, “Yahudilerin hayatlarını koruma konusunda özel bir sorumluluğa sahip olduğu” gerekçesiyle, 7 Ekim’deki Hamas saldırıları sonrası İsrail’e en güçlü desteği veren ülkelerin başında geliyordu. Alman hukukçulara göre, ülkelerinin soykırıma ortaklık suçundan hüküm giymesi, düşük bir olasılık.
Almanya, Ekim ayında, İsrail'in güvenliğinin en az kendi ülkesinin çıkarları kadar önemli olduğunu ve İsrail'in uluslararası hukuka bağlı kaldığından şüphe duyulmadığını savunuyordu. Şu anda ise Alman hükümeti, İsrail’in meşru müdafaa hakkının sınırlı olduğuna işaret ederek, İsrail'in Hamas'la mücadelesinin başka yolu olup olmadığını sorguluyor.
Uluslararası mahkemenin bulunduğu Barış Sarayı’ndaki dün yapılan kamuya açık duruşmada açılış konuşmasını Nikaragua'nın Lahey Büyükelçisi Carlos Jose Arguello Gomez yapmıştı. Gomez, Gazze’de çok ciddi insan hakları ihlalleri yaşanırken, Almanya'nın İsrail’e silah ve askeri malzeme de dahil her türlü desteğe devam ederek uluslararası hukuku ihlal ettiğini öne sürmüştü.
İsrail-Hamas savaşının başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze’deki Filistin halkı açısından durumun giderek kötüye gittiğini vurgulayan Nikaragua’ya göre, Almanya da İsrail’in işlediği suçlara ortak oluyor. Nikaragua, Almanya'nın Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri ile "uluslararası insani hukukun ihlal edilemez ilkeleri" kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğini savunuyor.
Mahkeme, dün Nikaragua, bugün de Almanya'nın yaptığı sözlü savunmaların ardından, önümüzdeki günlerde davaya ilişkin kararını açıklayacak. Latin Amerika’da Filistin’e destek sadece Nikaragua ile sınırlı değil. Orta ve Güney Amerika’da çok sayıda ülke, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına tepki göstererek, Filistin’e destek çıkıyor.
Kaynak: BBC Türkçe
YORUMLAR