Alper A. İlerigel

Alper A. İlerigel


Musallat Mezarlığı

18 Kasım 2021 - 03:41

Giriş cümlesi: Bu hikaye, "Hilal" ile "Haç"ın savaşından uzakta bir yerlerde geçmektedir.

Fikir bakiresi gençlerin yollarına güller serilmesini bekleyemeyiz. Başımızı iki elimizin arasına alıp dalıp gidemeyiz. Kaldı ki kahramanlarımız tek tek geldikleri yerlere geri döndüler. Bir tufan işareti daha gelmekteydi. Yine bir takım uğultular geliyordu neferlerin, dimağların kalplerinden. Ne hazin bir sondur bu! Bu dalmışlık hissiyatına girenler neden demir kapıları yumruklamıyorlardı? Kapının deliğinde beliren maskelerden kurtulamayan soluk benizli insanların nefes nefese kalışlarında bile korku, kendi cellatları kesiliyordu.

Kendine güvenemeyenler vardı. Bilek desen bilek, kan desen kan, fikir desen adetler adedince yerleri sarsıyordu. Kemikten duvar olan yığın, gençlerin ömür tüketmelerini gösterecek Picasso tablosu gibi bir anıydı belki de: Eciş bücüş! Kendilerine doğru gelenlere karşı son kuşatma esnasında bile birbirlerine verdikleri sözü tutmaları gerekiyordu. Aceleden uzak, tedbirden hallice olan planlarını devreye sokma vakti yaklaşmaktaydı. Arkada çalan davul sesleri önde çamur izlerini örtüyordu. Aklını kullanmayanlara musallat olan hallerin girdabında bütün dengeler altüst olmuşken sabitlerini kaybetmemeliydiler. Odanın sıcaklığını düşürecek, akıl ve idrak düzeyini yerle bir edecek kararlar alındığından beri işler rast gitmiyordu.

Gün ağarmasına belli ki dakikalar vardı. Uçan kuştan haber soran habercinin sırrı ortaya çıkmamıştı. Gelenler gök gürültüleri ile kendilerine yer beğeniyordu. Rüzgarın yönü ne zaman güneye dönse ezan sesi işitilirdi. Bu sefer kuzeyden gelen sesler ortalığı kasıp kavuruyordu. Bunlar bizzat ayak sesleriydi. Gelip geçenlerin unutamayacakları zafer çığlığı atanların ayak sesleriydi. Devrelerin yanmasına ramak kalmış, bir tutam toz etrafa serilmiş, gözler kör olmuştu…

Zafer, çırpınarak dalgalandıracaktı Akadeniz’i.

Alper A. İLERİGEL 08.10.2019 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum