Ahmet A. Kefenoğlu

Ahmet A. Kefenoğlu


Delikanlı Kapıyı Açabilecek misin?

17 Kasım 2021 - 22:51

Bir ajan ve bu ajana biçilen bir görev düşünelim. Ajan, kendine verilen görevi tamamlamak için yapması gerekenleri yapmaya hazır. Görev ise, gökdelenlerin olduğu, iş dünyasının merkezi olan bir mahalde bir evsizi, bir dilenciyi oynamak ve o mahalde bulunan bir pastaneyi gözetlemek.

Ajan, daha önceki dilenci algısını bir tarafa bırakıp işine konsantre olamazsa bu görevi yapabilir mi? Varsa, çevresindeki insanların küçümseyici bakışlarını dikkate alarak rolünü oynayabilir mi?

Hayatın bize biçtiği görevleri yaparken, kimi zaman şeytanın diğer insanlar üzerinden bize kurguladığı oyunları dikkate alarak, kimi zaman aşırı önem vererek yapmakta olduğumuz görevi aksatıyoruz. Bu görev, en geniş kapsamda kulluk görevi de olabiliyor, mesleki bir görev de olabiliyor veya günlük hayatımızı devam ettirmemizi sağlayan öz-bakım, öz-saygı kapsamındaki görevler de olabiliyor.

Bu görevi yaparken dikkate alacağımız yan etmenleri görmezden gelmeyi başarmak, o görevi yapılması gerektiği gibi yapmamız noktasında üzerimizdeki gereksiz yükleri hafifletiyor.

Şeytanın ve şeytanın yaptığı oyunların farkında olmak bütün bir kulluk anlayışını tamamlıyor. Yaşadığımız, kendimizi kendisinden ayırmadığımız, doğrusu ve yanlışıyla hayat tarzımızı ona göre ayarladığımız, Türkiye toplumunda sık sık okunan Yasin suresinin 60. ayetinde Allah, şeytan için "O sizin apaçık bir düşmanınızdır" buyuruyor. Çünkü şeytan onu fark etmememiz, onu düşman olarak tanımamamız saikiyle bizi hakikatten ayırıyor.

Bir ajan örneğiyle başladığım yazıyı, bir Cuma hutbesi rengi ile bitiriyorum. Kayıp olmayalım, kaybetmeyelim. Silik olmayalım, silinmeyelim.

Ahmet A. KEFENOĞLU 21.03.2018 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum