Ahmet A. Kefenoğlu

Ahmet A. Kefenoğlu


Onlar Yenilmezler

02 Mart 2023 - 08:08

Satrançta yenilmez olduğunu düşünen Michael Richards (namıdiğer Kramer), sokakta denk geldiği bir satranç oyuncusu karşısında nasıl yenildiğini anlatırken "Onlar, yenilmezler." diyor. Richards nevi şahsına münhasır kimseler olan savantlardan biriyle oyun oynadığını profesyonel bir satranççı arkadaşıyla konuştuğunda anlıyor. Savant deyip geçilemeyecek karakterde olan bazı insanlar yenilmez olmak için hayatı katı kurallarla yaşarlar. Onları her yerde göremezsiniz. Onları kendi matrisinize alamazsınız.

"Hamleleri önceden görüyordu. Burada iş biraz metafizik bir hal alıyor. Belki de son kertede deli olmak lazım. Bizlerin uyum sağladığı gerçeklikten kopuk olmak lazım. Farklı gerçeklikler, başka türde hayat alanları var. Büyük sanatçılar farklı bir noktaya gidiyorlar ve sonra bu yeni bir paradigma oluyor. 'Vay! Oraya gitmeyi düşünmemiştik.' diyoruz.". Richards, deyim yerindeyse o günlerde hayat algısını yıkan bu adam hakkında bunları söylerken aslında çok derin ama çok yüzeysel, çok uzak ama bir o kadar da yakın meselelere temas ediyor.

Günlük hayat, insanın 3 boyutla algılayıp yaşadığı, kararlar verdiği, sevdiği, nefret ettiği insanların bulunduğu, annesinin babasının, akrabalarının, arkadaşlarının olduğu, hayaller kurduğu, içinde bir şeyler inşa edip yıktığı bir dünya. Fakat yenilmez olmak için 3 boyutun da ötesinin olduğunu fark etmek ve bu gerçeklikten kısmen kopuk olmak gerektiğini anlıyoruz. Matrix filminde matrix aleminin yalan olduğunu fark eden insanlar birer birer gemiye alınıp yenilmez olmanın eğitimini alıyorlardı. Yalan perdesiyle çevrili alemde, birer kat daha yalan çekilmiş bir toplumda bu perdeleri yırtmanın yolu nedir? Kapalı bir sisteme dışarıdan bir bilgi akışı olmadan sistemin ne idüğünü nasıl anlayabiliriz?

"Belki de son kertede deli olmak lazım.". Richards'ın deli olmak lazım dediği aslında bir üst gerçekliğin yüksek zekası. Hz. Musa ile beraber Hızır'a doğru giderken Feta'nın almazlığını kabul etmesiyle olağanüstü bir şekilde gerçekleşen "ölü balığın sepetten suya atlamasını" görmesi gibi. Musa’nın beklediği işaretin aslında tam olarak beraber yola çıktığı kimsenin almazlığını kabul etmesi olduğunu söyleyen Büyükler, "uyum sağladığımız gerçeklikten kopma"nın almazlığı kabulden geçtiğini söylüyor. Almazlığı kabul ile beraber bir üst gerçekliğe geçilmeye başlanıyor. 3 boyuta hapsolmuş kimselerin deli, savant dediği adamlar aslında yüksek zekadan alıp onunla kuşanmaya başlıyor.

Richards'ın "büyük sanatçılar" dediği aslında dünyada çığır açmış insanlar… Yeni paradigma dediği ise aslında açılan tüm yeni çığırların toplamı; insanların asırlar sonra bile üzerine düşündükçe şaşırıp kaldığı eserler, sistemler, organizasyonlar… Gerek kendi tarihimizde gerekse dünya tarihinde adını sıkça andığımız çığır açmış insanları içten içe savantlar sınıfında kabul ederiz. Onlar kaçıktırlar, delidirler, ucubedirler. Olağanüstü şartlar altında olağanüstü başarılar gösteren insanları farklı yapan zihin ayarını çoğu insan anlayamaz. Hayatta katı kuralları olan bu törebaz insanlar, kapalı bir sistem içinde yaşarken dışarıdan akan bilgiyle yaşayanlarla beraberdirler. Dışarıdan baktığımızda yalnız gördüğümüz bu adamlar aslında bir ağın içindedirler. Aslında, aynı sokaklarda gördüğümüz deliler gibi. Hepsi nevi şahsına münhasır bu deliler, katılmaları gereken bir organizasyon söz konusu olduğunda bir şekilde bir araya gelirler. Kendi aralarında farklı bir iletişim sistemlerinin olduğunu, bazen birbirlerinin nöbetini tuttuklarını duymuşsunuzdur. Onların katı kuralları vardır. Onları kendi matrislerinin dışında bir yerde tutamazsınız ve onlar yenilmezdirler. Her sahada, her takıma karşı harika top oynarlar ama bir başka oynarlar. Her oyunu bilirler ama başka bir oyun kurarlar.

"Ne mutlu gariplere!"
Ahmet A. KEFENOĞLU

YORUMLAR

  • 0 Yorum