Ahmet A. Kefenoğlu

Ahmet A. Kefenoğlu


Efendim Ben Siftah Etmedim Demiş

25 Eylül 2023 - 08:08

Honduras’ın Danli Hapishanesi'nde bazı mahkûmlara erken tahliye olma imkânı sağlayan bir kitap okuma uygulaması var. Dünya’nın En Zorlu Hapishaneleri (Inside the World's Toughest Prisons) isimli belgeselde, 6 yıl sonra cezasını tamamlayacak olan bir mahkûma düzenli kitap okuması halinde 1 yıl sonra tahliye olabileceği söyleniyor. Fakat mahkûmun bu durumu zaten bildiğini, bilmesine rağmen düzenli kitap okumaya yanaşmadığını öğreniyoruz. Görevli, birçok mahkûmun bu imkândan faydalanmak istediğini fakat yine çoğunun düzenli kitap okumadığını söylüyor. Bu vakayı yorumlayan sunucu, kıdemli mahkûmların hapishanede gördükleri saygıdan memnun oldukları için düzenli kitap okumadıklarını, hapishanede yaşamaktan memnun olduklarını söylüyor. Çünkü hapishanenin iç yönetimi bu kıdemli mahkûmların elinde… Hapse düşen kimseye kalacağı yeri onlar ayarlıyor, içerideki asayişi onlar sağlıyor, küçük işletmeler onların elinde.

Bir tanıdık, patlıcanıyla meşhur Birecik’te bir sebze-meyve sergisine yaklaşıyor. Satıcıya söğürmelik patlıcan almak istediğini söyleyince satıcı, “Bu patlıcan sana gelmez. Diğer arkadaştan al.” diyerek diğer sergiye yönlendiriyor. Tanıdık, satıcının kendisine satmak istemediği patlıcanın da çok iyi göründüğünü buna rağmen keskin bir dille kendisini diğer sergiye yönlendirdiğini söyledi. Olay burada bitiyor. Birkaç cümle ile basitçe anlatılan bu olay göründüğü kadar basit değil. Esnaflık denilen mefhumun mumla arandığı bir dönemde gerçek bir esnaf görmek neredeyse mümkün değil. Böyle örnekler sadece hikâyelerde kalmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in fetih öncesi yaptığı bir esnaf ziyareti anlatılırdı liselerde. Alışveriş yapmak için bir dükkâna giren Fatih alacaklarını aldıktan sonra, dükkân sahibi aldıklarının bir kısmını hazırlayıp sultana uzatır, “Efendim ben siftah yapmış oldum. Komşum henüz yapmadı oraya gidin diğer isteklerinizi de ondan alın lütfen.” der. Bin bir farklı sürümü olan hikâyenin bu sürümünde Fatih Sultan Mehmet gururlanır: “Allah’ım ben bu milletle değil İstanbul’u, dünyayı bile fethederim.” der. Bunun gibi onlarca farklı hikâyeyi siz de evde kendi imkânlarınızla yazabilir, anlatabilirsiniz. 

Ahali, sosyal medya uygulamalarında artık sıkça dile getirilen korkunç bir gıda problemi ile karşı karşıya. Sağduyulu olanlar bunu konuşmaya, bu konuda kamuoyu oluşturmaya çalışsalar da bu çok düşük verimli bir eylem biçimi olarak kalıyor. Birecik’te, Diyarbakır’da, İzmir’de, Bursa’da karşılaşılan ahlaklı esnafın sayısı yurdun büyük bir kısmında artmıyor. Tesadüfen denk geldiğimiz iyi üreten, iyi esnaflık eden insanlar bir süre sonra bıktırılıyor, iyiye ve kaliteliye dolaylı bir şekilde düşman olan diğerleri tarafından yapılan gerçek mahalle baskısı karşısında iyilikten vazgeçiyor. Toplumda iyi ve yalnız insan, bir tehdit geldiğinde, çoğu vakada iyilikten vazgeçiyor, yalnızlıktan değil. 

Honduras’ın ağır suçlularının mahkûm edildiği hapishane örneği de enteresan. Belgeselde vurgulanan bu olayı bir örüntü kabul edersek birçok olayda bu örüntüyü görürüz. Küçük dünyalarında yaşadıkları yalancı sosyal tatmin duygusundan vazgeçemeyen kıdemli mahkûmlar düzenli kitap okumaktansa uzun yıllar daha mahpus olmayı tercih edebiliyorlar. Küçük dünyalarında yalancı kendini güvende hissetme duygusu, tasarruf modunda huzurlu hissetme duygusundan vazgeçemeyen insanlar, iyiye talip olmaktansa hem ruhi hem bedeni hastalıklarla dolu bir hayatı tercih edebiliyorlar. 

Feraset, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde anlayış, zeka anlamları ile karşılık buluyor. Feraset, görülen bilinen verilerden yola çıkıp kalben-zihnen doğruyu hissetmektir. Yani feraset sahibi olabilmek için önce beş duyunun sağladığı verileri doğru algılamak şarttır. Suyun içine bırakılmış bir kalemin kırık gibi görünse de aslında kırık olmadığını anlamak gibi. Ferasetini kaybetmiş bir ahalinin pabucu dama atılmalıdır. Pabucun dama atılması bir Ahilik uygulamasıdır. İşini doğru yapmayan, işine hile katan, yalan ile iş tutan, güzel bir dayaktan sonra pabucunun dama atılacağı günü beklesin.
Ahmet A. KEFENOĞLU

YORUMLAR

  • 0 Yorum