Ahmet A. Kefenoğlu

Ahmet A. Kefenoğlu


Joker (Sırrı Bozmayan İnceleme)

18 Kasım 2021 - 02:05

1930'ların sonunda yazılmaya başlanan Batman isimli bir süper kahraman çizgiromanının kötü karakterlerinden yalnızca biri: Joker. Onlarca yıl boyunca hayat hikayesine dair bir çok parçası eksik bir puzzle: Joker. Joker yani Şakacı.

En son Suicide Squad'da gördüğümüz haliyle hayranlarını üzen Joker, bu haliyle kolektif zihindeki Joker'e çok yakın bir karakter arzettiğini hissettirdi. Bütün Joker hayranları bir araya gelse ancak bu kadar iyi bir Joker biyografisi yazabilirdi.

2012 yılında Batman Dark Knight Rises vizyondayken Joker karakterine özenen bir caninin sinemayı tarama hadisesinden sonra Amerikan polisinin ciddi önlemler almasına, izleyicilerin maskeli veya yüzü boyalı bir şekilde sinema salonuna girmelerinin yasaklanmasına neden olan ve +18 bir film, Joker.

Kara Şövalye'de hapishaneden kaçan ve şehrin mafya ağına posta koyan, organizatör, büyük reis bir Joker izlemiştik. Bu sefer ise filmin büyük bir bölümünde "Bu çapsız adam nasıl Joker olacak?" derken hikayenin gelişmesiyle filmin sonuna doğru "Aha işte böyle!" cevabını alıyorsunuz. Joker karanlık bir film, yönetmenler film yüzünden çıkması muhtemel tartışmaları engellemek için ellerinden geleni yapsalar da bu böyle. Vizyona çıkmasından sonra gelen eleştirilere yönetmen Todd Phillips bir röportajında "Film, sevgisizliğin, çocukluk döneminde yaşanan travmaların, hayata hoşgörüyle bakamamanın hikâyesi. İnsanların bu mesajı algılayabileceğini düşünüyorum. Sanat karmaşıktır. Eğer karmaşık olmayan bir sanat dalı arıyorsanız kaligrafiyi deneyebilirsiniz." şeklinde cevap vermiş. Bizce de yerine bir cevap...

Arthur Fleck, annesiyle yaşayan, hayatını palyaçolukla idame ettiren, insanların eğlenceli vakit geçirmesini sağlamayı meslek haline getiren bir adam. Psikolojisine baktığımızda ise devletin topluma ruhsal destek amacıyla kurduğu bir kurumdan psikolojik yardım alan, mental anlamda hastalıklı ve muhtaç bir adam görüyoruz. Film, hayat başarısı anlamında çukurda olan Arthur'un nasıl Joker olduğunu anlatırken toplumun buna katkısını gözümüze sokmayı ihmal etmiyor. Fragmanında gördüğümüz üzere kahramanımız, bir dükkanın reklamıyla meşgulken reklam panosunu çalan çocuklar tarafından dövülüyor. Çocuğunu güldüren adama paranoyak bir şekilde "Onu rahatsız etme!" diyen bir kadın izliyoruz. Kokuşmuş, sağlıklı insan ilişkileri hastalıklı hale gelmiş ve çok kötü yönetilen Gotham, Arthur'u Joker haline getiriyor. Filmin sonunda bu bağlamda ilginç bir çelişki de görüyoruz. Arthur'u "görmezden gelerek" ve ezerek Joker haline getiren toplum o devleştiğinde onun etrafında halka olabiliyor.

Film 70'lerin Gotham'ının ne kadar çürümüş olduğunu arka planda anlatırken, kaosun doğuracağı karakterler zihninizde dönüyor. Batman ve Joker filmin hangi kısmında buluşacak? Çünkü biri olmadan diğerinin kıymetsiz olacağı bir eserle karşı karşıyayız. Yönetmen bu iki karakterin hikayelerini birbirlerine çok güzel harmanlamış. Bir ying-yang değil ama bir örgü saç misali örülmüş iki karakteri hikayenin patlama yaptığı, çok zekice zamanlarda buluştuğunu izliyorsunuz.

Joker'i oynayan "Joaquin Phoenix" bu rol için 23 kilo vermiş. Bu noktada akıllara rolüne hazırlanmak için haftalarca kötü bir otel odasında kalıp Joker'e odaklanan ve aldığı haplar yüzünden intihar etmiş olabileceği söylenen "Heath Ledger" geliyor. Aslında filmin bir çok noktasında akla Nolan'ın Joker'i geliyor. Fakat iki performansın da çok etkileyici olduğunu söylemem gerekiyor. Film bittikten sonra Nolan'ın Joker'ini ikinci plana aldığımı söyleyip söylememem konusunda ise kararsız kalıyorum. Joaquin Phoenix muhteşem bir oyunculuk sergilemiş. Yönetmen Todd Philips "Joaquin'i çizgiromanlara değil çizgiromanları Joaquin'e adapte ettik." diyor. Kim bilir Heath Ledger'a böyle bir özerklik verilse idi acaba nasıl bir film izlerdik?

Filmin müzikleri daha önce Chernobyl dizisinin müziklerini yapan Hildur Guðnadóttir tarafından yapılmış. Filmin sonuna kadar Joker hikayesinden başka bir detaya odaklanmanıza izin vermeyen müziklerle muhatap oluyorsunuz. Müzikler kimi sahnelerde o kadar iyi ayarlanmış ki kendinizi hiç istemediğiniz bir sahnedeki rolde hissediyorsunuz.

Hasılı Joker, toplumun en alt tabakasından en üstüne kadar acımasızlığın hangi ürkütücü sonuçlar verebileceğini gösteren bir film olmuş. Venedik film festivalinde en iyi film ödülü olan Altın Ayı'yı kazanan ve dakikalarca ayakta alkışlanan film muhtemelen 2019 Oscar'larına da damgasını vurur.

Ahmet A. KEFENOĞLU 08.11.2019 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum