Kendini Dinleme!

Kanser imtihanı ile mücadele edip bir şekilde bu imtihanı atlatan insanlar çok kez dikkatimi çekmiştir. Çoğu kez inanamamışımdır "kanseri yendim" hikayelerine. Lakin bir insan kanser gibi ölümcül bir hastalıktan çeşitli yöntemlerle kurtulabiliyor.

Beş kez üst üste çeşitli kanser türlerine yakalanan bir hanımın videosunu izledim. Her birine nasıl yakalandığını ve her birini nasıl atlattığını anlatmadan önce kanseri nasıl tanımladığını anlatıyor. Kanser ona göre bir misafir. "Kanserler bana misafir geliyor. Ben onları çok güzel ağırlıyorum, gönderiyorum. Bu kanseri yenmekse ben kanserleri yendim, yeniyorum."

Kanseri atlatan insanların konuştukları birkaç video daha izledim. Hepsinin bu imtihanı geçerken zihinlerine yerleştirdiği alışkanlık, kanseri ortak bir şekilde tanımlamaları. Hepsi kanser karşısında ölümü göze alıyor yani korkuyu yeniyor. Ve bu sınavı yenmenin mümkün olduğunu tam bir kabulle tedavi oluyor. Kimisi bitkisel yöntem (!) kimisi ise çeşitli modern tıp yöntemi / teknolojisi ile tedavi olmuş. Fakat onları diğer kanser hastalarından ayıran nokta hastalıkla mücadele sürecinde zihinlerine hakim olmaları, zihinlerinin umutsuzluk ürettiği noktada bunun geçici olduğunu bilmeleri.

Kanseri defalarca yenmiş olan 52 yaşındaki Sema Danışmaz kanser hastalarına şu şekilde tavsiye veriyor: "Evde oturup kendinizi dinlemeyin. Mutlaka bir işle meşgul olun. Resimle, müzikle, bir el sanatı ile meşgul olun."

Kanseri, ki en ölümcül hastalıklardan biridir, aylarca süren tedavi süresince vücudundan atabilen kimselerin kazandıkları yeteneklerin paha biçilmez olduğunu düşünüyorum. Bir krizi, bir felaketi karşılama biçimimiz bizim kim olduğumuzu ele verir, nefsi emmaremiz bu durumlarda açığa çıkar. O yüzden askeri eğitimlerde tatbikatlar çok önemlidir. Askerlerin "sinirleri alınmış profesyonel hassasiyet" yeteneğine sahip olabilmeleri için defalarca aynı eğitim süreçleri yaşatılır. Sonunda onları bordo bereli olarak görürüz.

Hayat boyu bizden en son ayrılacak parçamız zihnimiz olduğu için ona yatırım yapmak en karlı yatırım olacaktır. Zihni eğiten eğitim kurumları en verimli eğitim kurumları olacaktır. Birbirine sevgi, saygı ve birliktelik şuuruyla bağlı kimselerin bir arada olduğu eğitim kurumları ise bu işi en hakikatli bir biçimde yaparlar.

Ahmet A. KEFENOĞLU 11.09.2018 (Proje 99)