Ahmet A. Kefenoğlu

Ahmet A. Kefenoğlu


Korkunun Neye Faydası Var?

18 Kasım 2021 - 00:46

Sizinle sipariş - garson dinamiği üzerine fark ettiğim bir durumu paylaşacağım. Fark ettiğim hadise, en az 7-8 kez yaşadığım ve kati bir gerçek olduğuna inanmaya çok yakın olduğum bir hadise. Şöyle ki... Herhangi bir kafede, restorantta bir masaya oturup ısrarlı ve acele edici bir tavırla sipariş verdiğim durumlarda garson verdiğim siparişte çoğu zaman bir hata yapıyor. Siparişi ya eksik getiriyor ya yanlış getiriyor ya da geç getiriyor.

Siparişi verirken garsonda ister istemez oluşan endişe haline, daha sonra oluşan müşteriden rahatsız olma haline bağladığım bir hadiseydi bu. Fakat bunun nazarın gücüyle de alakalı olduğunu yeni fark etmiş durumdayım. Nazar, deveyi kazana; adamı mezara koyan nazar.

Ben garsonun geç kalmaması, yanlış getirmemesi, eksik getirmemesi üzerine odaklandığım için siparişim bir şekilde hatalı geliyor. Yani istemediğim, korktuğum, endişe ettiğim durum bir şekilde akışı bozuyor ve o istemediğim durum meydana geliyor.

"Korkularla yaşıyoruz." demişti bir büyüğüm, "Otobüsü kaçırma korkusu, sınavdan düşük alma korkusu, insanlardan rahatsız olacağımız sözler işitme korkusu, geç kalma korkusu, maaşı ay başına yetiştirememe korkusu..." Korktuğumuz her ne ise bizi "Rabb"imizle kurduğumuz bağdan bir süre de olsa koparma tehlikesi taşıyor.

Matrix'ten bir sahne geliyor aklıma. Bir binadan diğerine atlarken "öğretmen" Morpheus, Neo'ya "Zihnini özgür kıl (serbest bırak)!" diyor. Ve sonra arada uzunca bir mesafe olmasına rağmen Morpheus atlıyorve diğer binaya ulaşıyor. Neo arkasından hafife alır gibi "Oki doki. Zihnini serbest bırak..." diye söyleniyor ve atlıyor ama ne yazık ki başarılı olamıyor. Neo'nun atlayamamaya odaklanması onu atlama işinde başarısız kılıyor. Korkuya odaklanmak, zihne bir an olsun rahat verip "halledebilirim" diyememek Rabb'imizin bağlanmamıza imkan verdiği bağdan, hattan, frekanstan da kopuk olduğumuzu gösterir. Halbuki o hatta dahil olmakla her şey mümkün olabiliyor. Hz. Ali, Hayber kalesinin kapısını sırtlanıp atabiliyor; Seyit Onbaşı, 200 küsur kiloluk topu kaldırabiliyor ve akla gelen diğer binlerce örnek...

Ahmet A. KEFENOĞLU 11.04.2018 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum