Ahmet A. Kefenoğlu

Ahmet A. Kefenoğlu


Ramiz Dayının Efsane Portakal Raconu

18 Kasım 2021 - 03:10

Bazen bazı eski dizilerden sahneler izlenir. Bir konsepti daha iyi hissetmek için, geçmişi anmak için yaparız bunu. Beklenmedik bir biçimde ortaya çıkan bir düşünce, bir fikir kırıntısı arama çubuğuna "Ulan Kazım" yazdırır.

Ezel dizisinin bir parçasını izliyordum. Manavdan portakal alırken dışarıdan SSK emeklisi bir adam gibi görünen Ramiz Dayı'ya yaklaşan Kerpeten Ali, onu sıkıştırarak bir şeyler öğrenmeye çalışır. Dikleştikçe sertleşen Ramiz Dayı pıçağı çekince Ali de sırıtarak silahına davranır. Ali silahına davranınca kokoreçcisi, berberi, yorgancısı derken muhitin esnafı "Dayı hayırdır, dayı!" şeklinde koşar adım Ramiz Dayı'nın etrafında küme olurlar.

Dayı ne Ali'nin böyle bir anda geleceğinden haberdardır, ne de esnafın böyle bir anda koşturacağından emindir. Orada bir "emergence" oluşur. Dayı aleminin kurtarıcıları bir anda ortaya çıkar ve sistemi tehlikeden kurtarır.

"Emergence" henüz dilimize kazandıramadığımız bir kavram. İşleyen bir sistemin bilinçli bir şekilde müdahale edilmeden kendi kendine yeni akışlar oluşturması olarak tanımlanan kavram Batı'da bilinçli bir şekilde ele alınıp sistemleştiriliyor. Batılı bilim insanları, suya H2O deyip, onu daha iyi tanıyıp değerlendirmenin yeni yollarını keşfettikleri gibi, kategorize edip kullanımını daha elverişli hale getirmenin yollarını da arıyorlar.

Farkında olmadan parmağımıza yapışan diken canımızı acıtır. Onu çıkarmaya çalışırız. Çıkarmaya çalışırken verdiğimiz emekler (cımbızlar, iğne uçları..) boşa çıksa da vücut bu yeni maddeyi kendisinden atmanın bir yolunu bulur. Dikenin bulunduğu o küçücük alan şişer su toplar ve sahibine o dikenin atılacağının haberini verir. Yani o parmakta biz farkında olmadan bir emergence işler, çözüm üretilir ve gerçekleştirilir. Sağlıklı çalışan bir vücutta oluşan emergence sağlıklı çalışan toplumlarda da birçok alanda kendini göstermiştir.

Rönesans, reform, aydınlanma derken bir alana sıkışan Avrupa'ya "Yeni Dünya" bir çıkış kapısı açar. Teorilerin pratiğe döndüğü bu yeni kara parçasında bambaşka bir ülke inşa edilir.

Ramiz Dayı'yı kurtaran emergence, onu tanımlayıp zihinlere ve kalplere işlersek bize de yeni kapılar açabilir. Hem bireysel hem toplumsal anlamda sıkışıp kaldığımızı hissettiğimiz şu günlerde yeni yöntemler, yeni hayata bakış açıları, topyekün yeni bir eşya telakkisi ortaya çıkacaktır. Ha ne yapmak gerekir, biraz daha sıkışmamız gerekir belki de. Bu anlamda emergence'i "Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş." sözümüzdeki Hızır'a da benzetebiliriz.

Kim bilir yavrumuza yedirmekten korkmayacağımız yumurta, yoğurt, peynir, et üreten kurumlar, bugün markette görmekten bıktığımız o ürünlerden gerçek anlamda şikayet ettiğimizde ortaya çıkacak. İki göz eve bilmem kaç bin lira ödemek zorunda kalan garibanın halini hissedip bir şeyler yapmamız lazım dediğimizde bu kavmin emergence'i Hızır gibi yetişip dikeyleri yatay - yatayları dikey kılacak.

Ahmet A. KEFENOĞLU 14.01.2021 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum