“Sadece kendi muazzam başarısızlığıyla denk tutulabilecek bir zaferdi o.”
Mimar
Biz bu filmi seyretmiştik ama nedense ilk seyrettiğimizde filmi daha iyi anlamış olduğumuzu fark ettik. Şimdiki seyrimizde ise “Filmi ikinci kez seyretmenin de hiçbir manası yokmuş.” derken bulduk kendimizi. Evet, “Derken bulduk kendimizi.”. Aslında ikinci seyredişimizde bir şeylerin yerli yerinde olmadığını da biliyorduk. Kara gecede kara taşın üzerindeki kara kediyi ikinci kez görmenin beynimizin bir oyunu olmadığını da biliyorduk. Aynı seyirtmeler, aynı ayak hareketleri, aynı kuyruk salınımı... Yabancılar buna dejavu diyor da biz ne diyoruz? Aynı zeminde yaşayıp giden orkumsular da buna dejavu diyecekler. Fakat devamını getiremeyecekler. Bu tanımlama onları ancak tanımlamanın sınırlarında dolaştıracak ve ondan pratik bir alan kurgulamayacaklar. Kendilerinden olmayan bir düzlemi benimsemeyecek ve ondan gerekli dersleri çıkaramayacaklar.
Ortada nur topu gibi bir aksaklık varken aynı zeminin paydaşları, nice güdük tanımlamalar yaparak aynı derede yıkanadursun. Ortada, aksaklığı kendine meşgale edinmiş bir mimar var. Bize filmi ikinci kez seyrettiren de o. Orkumsuların güdük tanımlamalarında payı olan da o. Bu filmin kahramanı basbayağı bulunduğu zemini iyi tanıyor, biliyordu. Dili olduğu halde birbirleriyle anlaşamayan yeni bir tür de değildi. Aslında böyle bir zemin, yeni türün yaşamasına da müsait bir yer değildi. Çünkü ortalıkta kol gezen aksaklık, yenidoğanları da etkiliyor ve onları doğduklarına pişman ediyordu. Sonradan, yaşadıkça bu duruma alışmıyor değillerdi. Aksaklık, ayak bağı olmaktan çıkıyor ve gayet de benimsiyorlardı. Evet, yılan bir kere zehrini bıraktı artık.
Bir şeyler yerli yerinde değildi. Yeni türe geçişi engelleyen zehir damarlarda gezinmekteyken, aksaklığın devam etmesi de gayet doğaldı. Bu film, bir kahramanlık hikayesi barındırmıyordu. Sadece önündeki iş her ne ise onu hakkıyla yapmayı gerektiriyordu. Orkumsuların yapamadığını yapmak... Yani doğduğu düzlemden çıkarak yeni bir zemin üzerinde meşgale edinmek...
Alper A. İLERİGEL
YORUMLAR