Alper A. İlerigel

Alper A. İlerigel


Kadri Bilinesi Kadri

18 Kasım 2021 - 03:39

KADRİ BİLİNESİ KADRİ
Türk futbol tarihinin damarlarında halen top koşturan, çiğnemediği çim, oynamadığı bölge kalmayan harbi bir futbolcunun kas gevşetici tadındaki hikayesinden bahsedelim.

Yer, Kasımpaşa. Evler yoksulluğun bağrından kopmayı bekliyor. Kıraathanelerden yükselen taş seslerinin yerini çocuk sesleri alıyor, belli belirsiz. O belirsizlik içinden çıkıyor Kadri. Kıraathanede her masada onun adı konuşulmaya başlanıyor.

Kadri’nin işi gücü futbol. Öğleden sonraki maça sabahın altısında hazırlanıyor. Çamurlu sahaları futboluyla yeşertecek azim ve hırsı sayesinde geleceği açısından parlak fakat rakipleri için endişe verici transfer süreçlerine giriyor. İlk önce Beyoğluspor'a transfer olarak hem kendisine hem de evine merhem oluyor. Baba yorgancı, oğlu topçu... Haliyle evin gözdesi oluyor.

İleriki yıllarda üç büyüklerde de oynama fırsatını yakalayacak olan Kadri için futbol her şeydi. Balayının ilk gününde bile sahaya çıkmaktan geri duramamış, takım arkadaşlarından sonra sahaya çıkmış ve top koşturmuş.

Kadri futboluyla şiirler yazarken mesai kavramının futboldan uzak olacağını da dizelere sığdırıyordu. Bundandır ki aşk onun için ikiye ayrılıyordu. Biri futbol diğeri Aytaç Hanım.

Üç büyüklerin ardından dönemin en yüksek meblağı olan 57 bine Karagümrük’e transfer oluyor ve hava ister açık ister kapalı olsun mekanın sahibi hep o oluyordu. Çünkü sahada toplu iğne ucu kadar dahi yer kalmayacak kadar rakip takıma soğuk duş aldıran futboluyla koşturuyordu. Koşturmak tabirini ete kemiğe bürümekle kalmadığı gibi jilet gibi ütülü gömleklerinden hayatı boyunca da hiç taviz vermemiş.

Futbol Türkiye’deki karakterini oluştururken Kadri’yi de es geçmemiş. Yenilgiye tahammülü olmayan, hırslı ve atik, sahanın her tarafında olmayı isteyen, yorgunluk bilmeyen tam 10 numara bir kaptan.

Ordu Milli Takımdayken rakip İtalyan futbolculara küçük dokunuşlar yaparak onları sinir etmekle, kuraya kalan maçın kaderini “kazandık” narası atarak trollemekle, konuşana para cezası verilecek bir ortamda milleti dürtüp ceza yedirmekle kendisine “PİÇ” lakabı verilmiş. Akgül Hanım da ilk başta yadırgasa da sonrasında “Benim Piçim.” diye severmiş.

Kendini her oyunda belli eden üslup ve hareketleriyle cefasını çektiği oyunlarda sefasını yine futbolda sürdürecektir. Antrönörü olduğu 2. lig takımlarını 1. lige çıkarmak derdi olmuştu. Antrönürlük yıllarında futbola gerektiği değeri vermeyen futbolcularını cezalandırmış. Mesela, Konyaspor’u çalıştırırken kızdığı oyuncular için penaltı noktasına çuval koydurtup, topları tek tek korner noktasından çuvala gönderdiğinden bahsederler.

Günlük Spor gazetesinde yazar olan İslam Çupi, Beşiktaş’a ilk transfer sürecinde köşesinde şöyle yazar:” Bir tarafta takımı çok olan bir lig, öteki tarafta tek bir şeytan... Özeti şu galiba... Bu yıl kalabalığa değil o yalnız tek adama bakınız. Kadri, bir lige karşı tek başına kazanırsa ona verilecek sıfatı şimdiden Beyazıt Kütüphanesi’nde aramaya başlayın.”

2003 yılında hayata gözlerini yuman Kadri* için...
*KADRİ AYTAÇ


Alper A. İLERİGEL 18.09.2019 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum