Ahmet A. Kefenoğlu

Ahmet A. Kefenoğlu


Ahlat Ağacı - Sırrı Bozmadan İnceleme

18 Kasım 2021 - 03:00

Nuri Bilge Ceylan’ın 2018 Haziran’da vizyona giren Ahlat Ağacı filmini inceliyoruz. Önce filmin adı ile başlayalım. Ahlat ağacı, memleketin birçok bölgesinde bulunan ve farklı isimlerle anılan, filmin ana karakteri Sinan’ın tanımıyla “yamuk yumuk”, verdiği küçük armuta benzer meyvesiyle insanımızı neşelendirme görevini yerine getirmeye çalışan mütevazi, yabani bir ağaçtır. Nuri Bilge Ceylan, filmi üç kişi ile birlikte yazarken filmin temasını bu ağaç üzerinden vermek ister. Aslında bize anlatılan hayatlarında neşe verici sürprizleri pek yaşanmadığı Çanakkale’li bir orta sınıf Türk ailesinin fertlerinin dramlarıdır. Filmde gözümüze ve kulağımıza sunulan hikayeler hep bir Ahlat Ağacı benzetmesidir.

Filmin oyuncularına gelince; ilk açıklandığında sinema takipçilerini şaşırtan başrol oyuncusu Doğu Demirkol, rivayete göre Nuri Bilge’nin zaman zaman takip edip, gösterilerini izlediği yeni yetişen bir yetenekti. Doğu Demirkol’a kişisel hikayesinin, karakterinin, bir Nuri Bilge filmini kaldırmayacağı şüphesiyle ön yargı ile yaklaşılmıştı. Fakat Nuri Bilge ana karakter Sinan ile Doğu’nun kişiliklerini öylesine oturtmuş ki film biterken üzerinde düşünüldüğünde, bunun yanlış bir karar olmadığını kabul ediyoruz. Komedi dizi ve filmleriyle tanınan Murat Cemcir, filmin başlamasıyla bir git-gel yaratıyor fakat onun da işin altından kalkabildiğini, karakterinin kendisine tanıdığı alanı orijinal bir biçimde kullandığını görüyoruz. Hazar Ergüçlü, köydeki herkesin gözü üzerinde olan, güzel, işveli kız izlenimini o kısa sahnede verebilmiş.

Baba mesleği olan öğretmenliği okuyup gelen Sinan’ın evine dönmesi ile başlayan hikaye, Sinan'ın kitap yazma serüveninde yaşadığı çıkmazları anlatıyor. Cannes film festivalinde en iyi film ödülünü alan Ahlat Ağacı, üç saat boyunca bize işlediği o ince fikirlerle bir aile tablosu sunuyor. Ailenin babası, yıllar içinde kendinden ve yapıp ettiklerinden sıkılarak çevresinin anlam veremediği alışkanlıklara merak salıyor. Filmin girişinde gördüğümüz kuyumcu sahnesinde bunu bize yansıtan yönetmenin bunu boş yere yapmadığını sonra anlıyoruz. Severek evlenmediğini ifade eden anneyi, yıllar içinde tanıyamadığı eşinden şikayet ederken görüyoruz. Ve köy… Sinan köyde yakınlarını ziyaret ediyor. Onların da küçük hayatlarında yaşadıkları gariplikleri görüyoruz.

Hikayeye dair sizi bu videoyu izlediğinize pişman edecek bir bilgi vermekten çekinirken “yasak elma” sahnesine dair şu bilginin sizi etkileyeceğini söyleyebilirim. Senaryo yazarlarından Akın Aksu’nun canlandırdığı imam rolünü kendisine yazdığını, aslında senaryonun onun kendi yöresine dair yazdığı hikayelerle oluştuğunu, hikayelerinin sonradan onları Nuri Bilge Ceylan’a götürmesi sonucunda senaryolaştırıldığını unutmayalım. İmamların Sinan’la beraber tartıştığı konularda bir Türkiye resmi çizildiğini görebiliriz.

Sinan, kitabını bastırma gayretiyle birkaç girişim gerçekleştirecektir. Sinan'ın muhatap olduğu karakterlerle Nuri Bilge Ceylan’ın Türkiye’deki kültür-sanat faaliyetlerine bakışı yansıtmaya çalıştığını göreceğiz. Türkiye toplumunun her kesiminin belki geçmiş zamanlarından, belki bugünlerinden çeşitli tablolar görebileceği bir film Ahlat Ağacı.

Filmin kamera arkası görüntülerini izleyince bir filmi inşa etmek ve sunmak için yönetmenin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Nuri Bilge, hikayeyi yansıtmak için oyuncularla öylesine ilgileniyor ki filmin çekiliş hikayesi de sizin için ayrıca çekici hale geliyor.

Hasılı, Ahlat Ağacı sadece “sanat filmi izleyicisi” diye tabir edilen kesime değil bu ülkede yaşayan veya bu ülkeyi tanımak isteyen herkese harika bir tablo sunuyor. Aslında herkesin birbirine benzediğini, vasatın kahredici baskınlığını, yeni bir şey inşa etmenin zorluğunu ve esas temel atılması gerekenin köklerde, özde olduğunu tekrar görmek isterseniz filmi izleyebilirsiniz.

Ahmet A. KEFENOĞLU 14.07.2020 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum