Ahmet A. Kefenoğlu

Ahmet A. Kefenoğlu


İçimizdeki Yılanı Kim Çıkarır

18 Kasım 2021 - 01:11

Modern eğitim anlayışına eklemlenmesi gereken bir insan-ı kamil yetiştirme anlayışına ihtiyacımız var. Olmuyor. Finlandiya eğitim tarzı bize uygun değil. Montessori için eğitimli öğretmenlere ihtiyacımız var. Yapılandırmacı anlayışı oturtamıyoruz. Modern eğitim anlayışları kodlarımıza uygun değil. Yine eskiye, değişmeyen, hakikatinden şüphe edilmeyen bir insan-ı kamil anlayışına dönmemiz gerekiyor.

Eğitimin pratiğe dönemiyor olması, ezberletilen bilgilerin zihinde hemen bir gün sonra unutuluyor olması iflas eden bir eğitim sistemimizin göstergelerinden. PISA sınavlarına, uluslararası ölçülere hiç değinmiyorum. Kişisel olarak gözümüzü açtığımız andan öldüğümüz güne kadar bir eğitim sahası içinde hayat sürüyor olduğumuz gerçeğini unuttuğumuz toplum kodlarının arasında gerçek bir eğitim tarzı arıyoruz.

Mesnevi'de bu kamil insan anlayışına dair çarpıcı hikayeler anlatılır. Bunlardan birinde uyurken ağzından yılan giren bir adamla onu kırbaçlayarak cezalandıran bir adamın hikayesi vardır. Süvarinin biri gezmekte iken, ağacın altında uyuyan bir adamın ağzına yılan kaçtığını görür. Yanına gidip adamı uyandırır ve kırbaçlayarak ağaçtan yere düşen elmaları yedirir. Uyanan adam neye uğradığını şaşırır. Fakat bir yere de kaçamaz. Bütün şikayetlenmesine, bağırıp çağırmasına rağmen süvari arkasından koşturur ve kırbaçlamaya devam eder. Zamanla adamın midesi bulanır ve yediği elmalarla birlikte midesindeki yılanı da çıkarır. Şikayet son bulur, adam süvariye şükranlarını sunmaya başlar.

Mevlana uyuyan adamın ağzına giren yılanı nefs-i emmareye benzetir. Süvariyi ise kamil insan yetiştirme ehliyetine sahip öğretmene... Geçmişimizde usta-çırak eğitiminde gördüğümüz, ustanın suya gönderdiği çırağı testiyi kırmadan "köteklemesi"nin günümüzde de bir anlayışa ulaşması gerektiğini düşünüyorum. Kötekleyecek usta, sınavlarından başarılı bir şekilde geçtiği eğitim sisteminde bu tarzı ediniyor ki yılan nefsinin farkında olmayan öğrenciyi tanıyıp eğitebilsin. Belki yıllar sonra ortaya çıkacak arızaya dokunan usta, öğrencisini birkaç kademe ileriye taşır.

Kendini tanıyan, eşya telakkisi ve hayata bakışı kamil olan ustalara öğrenci olmalıyız ve insan-ı kamil kavramını hayat anlayışımızın merkezine koymalıyız. Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimine gösterdiğimiz ilgi kadar kendi hayatımızın da bir eğitim çerçevesi içinde olduğu gerçeğini unutmamalıyız.

Ahmet A. KEFENOĞLU 17.09.2018 (Proje 99)

YORUMLAR

  • 0 Yorum